|
Sayın Meslektaşım,
Takip etmek istemediğiniz davalı hakkındaki davanızı atiye terketseniz....
Birebir uymasa da sorunuzla ilgili bir de içtihat ekliyorum.
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas: 2004/1947
Karar: 2004/11284
Tarih: 22.11.2004
ÖZET: Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ait olup, davacı son celse davalılardan sigorta şirketi yönünden davadan vazgeçtiğini beyan etmiştir. Davacı bu durumda, davalı sigorta şirketinin durumunu iyileştirirken sair müteselsil borçluların iç ve dış ilişkideki durumlarını ağırlaştırmıştır. Bu sebeple eyleminin sorumluluğuna katlanması gereken davacı sigorta şirketi olup, feragatten sair davalıların yararlanması gerekmektedir. Mahkemece, davalıların sorumlu olduğu miktarın, sigorta şirketinin kaza gününde geçerli poliçe limitini aşan kısmı olduğu gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
(6762 sayılı TTK. m. 1301) (818 sayılı BK. m. 51, 145, 147) (1086 sayılı HUMK. m. 91, 93, 94, 95)
KARAR METNİ:
Taraflar arasında görülen davada Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesi´nce verilen 10.09.2003 gün ve 2002/42-2003/148 s. kararın Yargıtay´ca tetkiki Yemen ve Abdulnasır G vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve bütün belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacının, TTK.nun 1301 nci maddesi hükmüne dayalı olarak davalılar aleyhine açtığı rücu davası sonucunda mahkemece davanın Yemen ve Abdulnasır G yönünden kabulüne, Metin G yönünden ispatlanamaması ve A Sigorta A.Ş. yönünden feragat sebebiyle reddine dair kararı, davalılar Abdulnasır G ve Yemen G temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar Yemen ve Abdulnasır G vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, kasko sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davalılar, sigortalı araca zarar veren aracın sürücüsü, maliki ve trafik sigortacısıdır. Davalılar, muhtelif nedenlerle davacıya karşı Borçlar Yasasının 51. madde hükümleri gereğince eksik teselsül hükümlerine göre müteselsilen sorumlu olup, tazminatın nihai sorumlusu araç sürücüsüdür. Davacı, tam teselsülde olduğu gibi, tüm zararının tazminini müteselsil borçlulardan her ikisinden isteyeceği gibi birisinden de isteyebilir. Borçlar Kanunu´nun 145. maddesi hükmüne göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde, diğerleri bu oranda borçtan kurtulurlar. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması, yahutta böyle bir feragatın durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine, Borçlar Kanunu´nun 147. madde hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir.
Bu halde mahkemece, yukarda açıklamalar ışığında, davacı vekilinin son celse A Sigorta Şirketi yönünden davadan vazgeçtiğini beyan etmesi sebebiyle mahkemece, bu davalı yönünden davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiş, kararı davacı taraf temyiz etmemiştir. Davacı bu durumda, davalı sigorta şirketinin durumunu iyileştirirken sair müteselsil borçluların iç ve dış ilişkideki durumlarını ağırlaştırmıştır. Bu sebeple eyleminin sorumluluğuna katlanması gereken davacı sigorta şirketi olup, feragatten sair davalıların yararlanması gerekmektedir. O halde, mahkemece, davalıların sorumlu olduğu miktarın, sigorta şirketinin kaza gününde geçerli poliçe limitini aşan kısmı olduğu gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarda (1) no.lu bentte açıklanan sebeplerle davalılar Yemen ve Abdulnasır G vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no.lu bentte açıklanan sebeplerle davalılar Yemen ve Abdulnasır G vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.11.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: Corpus
İyi çalışmalar.
|