gecen ders usul dersi hocamız(kendisi su vakte kadar gördüğüm en içten ve dürüst insandır) bize bu haberi aktardı, 350 - 400 kişi bulunan anfide önce akıl almaz bi uğultu koptu... daha sonra da fikirlerimizi almak istedi hocamız. herkes yukarıdaki tepkilere benzer tepkiler verdi, hocamız da kendi fikrini söylemek için söze başladı:

arkadaslar, dedi.

buradan mezun olduktan sonra sizi neler bekliyor biliyor musunuz? hakim-savcı olduktan sonra 2 yıl staj göreceksiniz daha sonra üç kuruş parayla yurdun bi köşesinden diğer köşesine sürüneceksiniz. ne evlenebilecekseniz , ne de sosyal hayatınız olacak. oldu ya evlendiniz çoluk çocuk kesik kopuk bir eğitimle size sitemkar yetişecek.

avukat olsanız gönüllü kölelik döneminizden sonra (avukatlık stajını kastediyor) ayda 400-500 ytl'ye sigortasız çalışacaksınız.

bu iş bu şekilde en az 5-6 yıl sürecek ve daha sonrasında gereken para birikmemiş ve de gereken atılımları yapmamışsanız bi büro açamayacaksınız.

buraya girerken bile uğrunda dirseklerinizi çürüttüğünüz sınavı parayla satın alanlar(özel hukuk fakültelerini kastediyor), iş hayatında da mutlaka sizin önünüze geçecek...

ancak adalet bakanlığında bir hakimin şöförü ortalama bir avukattan mutlaka daha fazla kazanır, sizi saatlerce kapısında bekleten, sizinle muhatap olmayan, size ikinci sınıf ikinci sınıf insan muamelesi yapan hakimlerin odalarına kadar teklifsiz girer çıkar ve de en önemlisi sabit, düzenli, istikrarlı bir aile hayatı. mutlak bir işi ve de en önemlisi gelecek kaygısı olmadan yaşar...

avukat olursanız bağlı bulunduğunuz baro size bir kimlik verir ve siz o kimlikle polise bol bol hava atarsınız. 'benim üstümü arayamazsın ben avukatım baaaakkk!!!' diye...

hocamın sözlerine mutlak suretle katılıyorum ancak hocamın bu sözlerinin yanlış anlaşılmaması için bir kaç cümle de kendim eklemek isterim; öncelikle 4 yıllık lisans eğitimi almış bir hukukçudan şöför olarak yararlanmak şüphesiz topluma zarar verir. bu zarar mutlaka ortadan kaldırılmalı. biz devletin finanse ettiği bir eğitim kurumunda hukuk eğitimi alıyoruz ve bu eğitim sonucunda bizden şöför olarak yararlanılmasında şüphesiz toplumun zararı vardır. şöförlük mesleğini küçümsediğim zannedilmesin, bence her emek kutsaldır.

hukuk fakülteleri mutlaka hakim savcı ya da avukat yetiştirmek zorunda değil bu ülkenin daha çeşitli mesleklerde de hukukçulara ihtiyacı var. örneğin icra müdürlükleri, mahkemelerin yazı işleri müdürlükleri bugün hukukçuların elinde değil... bildiğim bi ortaokul mezunu icra müdürü var. icra müdürlerinin yetkilerinin dahilinde kolluk kuvvetinin kullanılarak gerektiğinde özel bir mülke girilmesini emretmek bile var...

bence hukuk fakültelerine getirilen avukatlık sınavı çok iyi olmuştur, ama eksiktir ve de yönetimdeki her eksiklik bir yanlış doğurur. bu eksikliklerin saptanarak doldurulması gerekir. hukuk fakültesi mezunlarının şöför olarak işe alınmasına şaşırmamak gerekir. bu şartlar altında bu iş gerçekten güzel bir meslektir.

ben de kpss'ye girdim ve bir kaç yeri tercih ettim, inşallah atamam yapılır da ben de gelecek kaygım olmadan hukuk ilmiyle ilgilenirim.

sonuç olarak şunu söylemek isterim, bu kadar kalitesiz hukukçunun yetiştiği bir memlekette hukukçuları şöför yapmak enteresan bir şey değildir, asıl olan kaliteyi artırmaktır.

hukuk fak. mezunları illa hakim-savcı-avukat olacak diye bir kaide de yok. bence yargı sisteminin diğer önemli kademeleri de değerli hukukçulara ihtiyaç duymaktadır.

konuyu açtığınız için çok teşekkür ederim.

saygılarımla