Mesajı Okuyun
Old 30-03-2010, 23:14   #3
nurdem

 
Soru

Sayın Konyalı,
Bu konu ile ilgili sitede araştırma yaparken sizin cevaplarınıza sıkça rastladım ve kafamdaki bazı diğer soru işaretleri bakımından çokça faydalandım. Bunlar için yeniden teşekür ederim.

Benim asıl endişe ettiğim konuda, yani TCK m. 184/5 hükmünün mahkumiyetin kesinleşmesinden sonra da cezanın ortadan kalkmasını sağlayacağı konusunda hemfikiriz, değil mi? Sanırım bu konuda bir tereddütünüz yok. Dosya Yargıtaydan dönene kadar belediye ekipleri kendileri gelip yıkımı gerçekleştirmediği sürece beklememizde bir sakınca yoktur diyebiliriz bu durumda sizin de fikrinize göre. Ancak benim hiç hesaba katmadığım bir konuda görüş belirttiniz.

Açıkçası sizin bu konuda bir beyanınıza İmar Kirlilliği ile ilgili soru ve cevapları incelerken de rastlamıştım. Ama ben meseleye hiç bu gözle bakmamıştım. Neticede sanık belediyeye yıkım için müracatta bulunmasa, belediye kendisi, encümen kararına dayanarak bu yıkımı gerçekleştirmek üzere gelse ve yıkım gerçekleşse, bu durumda müvekkil hakkında 184/5 hükmü uygulanmayacak mıdır? Sizin görüşünüz bu yönde zannedersem. Ancak ben naçizane şöyle düşünüyordum: Neticede cezanın ortadan kalkması için, bizim yapacağımız belediyeden alınacak yapının eski hale getirildiği yani tamamen yıkıldığı ve imara aykırılığın ortadan kaldırıldığına dair bir yazı ile mahkemeye başvurmak veya mahkemeden bu konuda keşif yapmasını talep etmek değil midir? Bu durumda yıkımın kimin iradesi ile gerçekleştiği mahkeme tarafından incelenecek midir? Sonuçta önemli olan imara aykırı yapının ortadan kaldırılmasıdır diyemez miyiz?

Saygılarımla.
Av.Nurcan Demirtaş