Mesajı Okuyun
Old 22-03-2010, 14:48   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/6310
Karar: 2008/31015
Karar Tarihi: 17.11.2008

ÖZET: İş sözleşmesinin yazılı bir fesih bildirimi ve geçerli neden olmadan feshedildiği anlaşıldığından mahkemece bu yönde varılan sonuç isabetlidir. Ancak, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının kabul edilmesi karşısında, işverenlik sıfatı bulunmayan davalı H. Peyzaj İnşaat Taahhüt Ltd. Şti. hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekir.

(4857 S. K. m. 20)

Dava: Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi S.Göktaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı işçi, davalı İstanbul H. E. A.Ş.ye ait işyerinde çalışmakta iken, muvazaalı işlemlerle diğer davalı şirket gibi gösterildiğini, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.

Davalı İstanbul H. E. A.Ş.,davacının ihale ile iş diğer davalı şirketin işçisi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı H. Peyzaj İnşaat Taahhüt Ltd. Şti., davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, iş sözleşmesinin süre bitimi nedeni ile sona erdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece davacının, davalı İstanbul H. E. A.Ş.nin ekmek üretim fabrikası işyerinde üretilen ve fırından çıkarılan ekmekleri, üretim bandından alarak ekmek kasasına koymakla görevli olduğu, söz konusu işin üretim organizasyonu içinde yer alan asıl iş olduğu, bu nedenle davacının davalı İstanbul H. E. A.Ş.nin işçisi olduğu, iş sözleşmesinin belirli süreli olmasını gerektiren objektif nedenlerin bulunmadığı, işin halen devam ediyor olmasından dolayı <ihalenin bitimi nedeniyle iş akdinin feshi> gerekçesinin somut olayda geçerli fesih sebebi oluşturmayacağı gerekçesi ile davacının işe iade isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğine göre davalı İstanbul H. E. Fabrikaları A.Ş. ile davalı H. Peyzaj İnşaat Taahhüt Ltd. Şti. arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı, davacının tek ve gerçek işvereninin İstanbul H. E. Fabrikaları A.Ş. olduğu, iş sözleşmesinin yazılı bir fesih bildirimi ve geçerli neden olmadan feshedildiği anlaşıldığından mahkemece bu yönde varılan sonuç isabetlidir. Ancak, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının kabul edilmesi karşısında, işverenlik sıfatı bulunmayan davalı H. Peyzaj İnşaat Taahhüt Ltd. Şti. hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, anılan davalının işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinden sorumlu tutulmuş olması hatalı olmuştur.

Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda belirtilen nedenlerle;

1) Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 7.11.2007 gün ve 1137-818 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,

2) Davalı H. Peyzaj İnşaat Taahhüt Ticaret Ltd. Şti. hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine,

3) Davalı İstanbul H. E. Fabrikaları A.Ş.hakkında açılan davanın kabulü ile;

a) İşverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,

b) Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih nedeni ve kıdemi dikkate alınarak 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine,

c) Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,

d) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

e) Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 500.YTL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

f) Davacı tarafından yapılan (46.40) YTL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalı İstanbul H. E. Fabrikaları A.Ş.nın yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

4) Husumetten reddedilen dava nedeni ile 500.-YTL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı H. Peyzaj İnşaat Taahhüt Ticaret Ltd. Şti.’ne verilmesine,

5) Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak oybirliği ile, 17.11.2008 tarihinde karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/22123
Karar: 2006/30722
Karar Tarihi: 20.11.2006

ÖZET: Davacının konumu ve ifa edilen işin niteliği dikkate alındığında taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif neden mevcut değilse de, adı geçen hastaneden alınan işin süresi dosya içeriğinden belirlenebilmiş değildir. Gerçekten ihale yoluyla iş alan davalı şirketin davacı işçi ile bu ihale süresince sözleşme yapıp yapmadığı belirlenmeli buna göre belirli süreli sözleşme olup olmadığı değerlendirilmelidir.


(4857 S. K. m. 18, 20)

Dava: Davacı işçi feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesini, işe başlatılmama halinde işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine ve buna bağlı tazminat ile boşta geçen süre ücretinin hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur.

Davalı işveren iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Ayrıca davacı işçinin belirli süreli iş sözleşmesi kapsamında çalıştığını savunmuştur.

Mahkemece davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacı işçi davalı şirketin Gaziantep Devlet Hastanesinden davalı şirketin ihale ile almış olduğu iş kapsamında güvenlik görevlisi olarak çalışmıştır. Davacı ile işveren arasında 1.1.2005 tarihinde 1 yıllık belirli süreli iş sözleşmesi yapılmıştır. Davacının konumu ve ifa edilen işin niteliği dikkate alındığında taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif neden mevcut değilse de, adı geçen hastaneden alınan işin süresi dosya içeriğinden belirlenebilmiş değildir. Gerçekten ihale yoluyla iş alan davalı şirketin davacı işçi ile bu ihale süresince sözleşme yapıp yapmadığı belirlenmeli buna göre belirli süreli sözleşme olup olmadığı değerlendirilmelidir.

İş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunun saptanması halinde ise, davacının iş sözleşmesi bir hasta yakınına cinsel tacizde bulunduğu gerekçesiyle feshedildiğine göre, mahkemece bu yönde gerekli inceleme yapılarak bir karar verilmelidir. Kararın bu yönde bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.11.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/13231
Karar: 2006/18825
Karar Tarihi: 26.06.2006

ÖZET: Davacı işçinin iş sözleşmesi yazılı bir fesih bildirimi yapılmadan feshedildiği gibi, ihate süresinin bitimi nedeniyle sona erdiği belirtilmiş olmasına rağmen fesihten sonra da ihale sözleşmesinin devam ettiği anlaşıldığından feshin bu nedenle geçersizliğine karar verilmesi gerekmiştir.


(4857 S. K. m. 12, 18, 21)

Dava: Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı İ.İ. Gübre San. AŞ. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı işçi, davalı İ.'ye ait işyerinde değişik müteahhit kadrosunda gösterilmek suretiyle işyeri değiştirilmeksizin kadrolu işçilerle çalıştığını, davalılar arasındaki sözleşmenin muvazaaya dayandığını, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.

Davalı İ. Gübre Sanayi A.Ş. diğer davalı ile tarihli tahmil tahliye sözleşmesi yapıldığını, yapılan bu sözleşmenin muvazaalı olmadığını, davacının müteahhit firma işçisi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı G. Müteahhitlik AŞ, İ. Gübre A.Ş.'ne ait işyerinde taşeron sıfatıyla iş aldıklarını, taahhüt ettikleri işi yapmak üzere belirli süreli iş sözleşmesi ile işçi istihdam ettiklerini, bunlardan birisinin de davacı olduğunu, ancak ihale süresinin bitmesi nedeni ile iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğim, davalı İ. ile olan sözleşmenin 1.1.2006 tarihi itibariyle sona erdiğini, muvazaa iddiasının doğru olması halinde taşeron yönünden davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece aslı işverenin işinin gübre imalatına yönelik olduğu, işyerinde yükleme, boşaltına ve temizlik gibi işlerin asıl işe yardımcı iş olduğu, ancak torbalama ve paketleme asıl işe yardımcı bir iş olmayıp asıl işin bir parçası olduğu, çünkü üretilen gübrenin torbalanması ve paketlenmesi, torbanın ağzının dikilmesi üretimin son aşamasını oluşturduğu, bu nedenle torbalama ve paketleme asıl işin bir parçası olduğu, nitekim aynı konuda davalı işverenler aleyhine açılan dava dosyalarında yapılan keşif sırasında hazır bulunan bilirkişi kurulunun da torbalama ve paketleme işinin asıl işin bir parçası olduğunu belirttikleri bu durumda davalılar arasındaki ilişkinin iş yasasından kaynaklanan muvazaaya dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Davalılar arasında yapılmış olan <tahmil tahliye işine ait sözleşme>nin 2. maddesinde davalı G. Müteahhitlik AŞ.ne ihale edilen işin konusu ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Buna göre, gemiden kuru dökme ürünün tahliyesi, i. iskelesine yanaşmış gemilerden torbalı ürünün tahliyesi ile kamyonlara ve/veya gösterilen yere taşınarak istiflenmesi, torbalı ürünün istiflenmesi ve/veya istiften müşteri kamyonlarına yüklenmesi, fabrika sahası içerisinde saha, iskele, kamyon yükleme, torbalama, paketleme, dökme ürünlerin depolardan fabrika sahası içinde gösterilen yere damperli kamyonlarla taşınması işleri ihale ile davalı G. Müteahhitlik A.Ş.ne verilmiş bulunmaktadır.

Mahkemece emsal dosyalarda alınan bilirkişi raporuna göre paketleme-torbalama ünitesinde dikiş makinesiyle torbanın ağzının dikildiği yere kadar olan üretim hattının asıl işin bir parçası olduğu, bundan sonraki işlerin yardımcı iş niteliği taşıdığı, asli işlerin gördürülmesi nedeniyle davalılar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak, davalılar arasındaki sözleşmede yapılması öngörülen işlerin ağırlıklı olarak tahmil ve tahliye işleri olduğu, davalı İ.'ye ait işyerinde üretilen ürünlerin önemli bir kısmının paketleme veya torbalama yapılmadan müşteriye ulaştırıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Buna göre, dava konusu işyerinde üretilen ürünlerin torbalanması veya paketlenmesi üretimin zorunlu bir unsuru değildir. Paketleme veya torbalama işinden önceki aşamaların doğrudan üretimle ilgili olması nedeniyle asli iş kabul edilmesi, bu aşamalardan sonraki işlerin tahmil ve tahliye işleri ile bağlantılı olması nedeniyle yardımcı iş olduklarının kabulü gerekir. Kaldı ki, davacının iş sözleşmesinde yapılacak işin konusunun tahmil ve tahliye işleri olduğu belirtilmiş olup, davacının münhasıran paketleme ve torbalama işinde çalıştığı da iddia ve ispat da edilmemiştir.

Öte yandan, dosya içeriğine göre dava konusu işyerinde tahmil ve tahliyeye ilişkin işlerde çalışan bir kısım işçilerin muvazaa iddiası ile daha önce davalı İ. aleyhine dava açtıkları ve alt işveren uygulamasının muvazaaya dayandığı sonucuna varılmış ise de, bu davalar önceki taşeronlar bakımından söz konusu olup, bu davanın davalısı olan G. Müteahhit AŞ.nin alt işveren1iği hakkında muvazaa olgusu bulunduğu yönünde kesinleşmiş bir mahkeme kararı ibraz edilmemiştir. Bu hususta ayrıca belirtmek gerekir ki, bir alt işverenlik uygulamasının muvazaaya dayanması, sonraki uygulamaların da mutlaka muvazaalı olacağını göstermez. Muvazaa iddiasının her alt işveren yönünden ayrıca araştırılması ve tartışılması gerekir.

Şu halde, somut olay bakımından davalı alt işverene verilen iş yardımcı iş niteliğinde olup, sözleşmenin başka bir yönden muvazaaya dayandığı konusunda bilgi ve belge de dosyada bulunmadığından, davalılar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğunun kabulü doğru olmamıştır.

Dosya içeriğine göre, davacı işçinin iş sözleşmesi yazılı bir fesih bildirimi yapılmadan feshedildiği gibi, ihate süresinin bitimi nedeniyle sona erdiği belirtilmiş olmasına rağmen fesihten sonra da ihale sözleşmesinin devam ettiği anlaşıldığından feshin bu nedenle geçersizliğine karar verilmesi gerekmiştir.

Belirtilen nedenlerle, yerel mahkeme kararının 4857 sayılı İş Kanunun 20/3.maddesi uyarınca bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle,

1) K. 3.İş Mahkemesinin 3.3.2006 gün ve 982/51 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,

2) Davalı G. Müteahhit A.Ş. tarafından yapılan feshin geçersizliğine ve davacının bu işverene ait işyerine işe iadesine,

3) Davacının süresi içerisinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmaması halinde davalılarca müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının 4 aylık ücret tutarı olarak belirlenmesine,

4) Davacının süresi içinde başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,

5) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

6) Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 400.-YTL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı ya ödenmesine,

7) Davacı tarafından yapılan 328.30 YTL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,

8) Temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin olarak 26.06.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Saygılarımla,