Mesajı Okuyun
Old 22-03-2010, 13:16   #3
sevimsiz

 
Varsayılan

Deeğerli meslektaşım, aşağıdaki kararın işinize yarayacağını düşünüyorum. Ayrıca ortaklığın giderilmesi davası açmış olmakla, ayrıca intifadan men için ihtara gerek olmadığını düşünüyorum.

T.C.YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2006/3-334
Karar: 2006/340
Tarih: 07.06.2006

KARAR METNİ:
YARGITAY İLAMI

Taraflar arasındaki "ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 5.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.07.2004 tarih ve 2002/406-2004/272 s. kararın tetkiki Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 02.12.2004 tarih ve 2004/13225-13417 s. ilamı ile ; (.....Davacı vekili dilekçesinde, davacı ve davalının taşınmazda hisseleri oranında müşterek malik olduklarını, ancak davalının payından fazlasını kullandığını beyan ederek, 1999-2002 tarihleri arası 12.000.000.000-TL. ecrimisilin kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı savunmasında, 1988 yılında yapılan imar uygulaması ile davacı ile paydaş haline geldiklerini, ancak davacının taşınmazdan yararlanmasına engel olma biçiminde bir durumun söz konusu olmadığını ifade etmiştir.

Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

MK.nun 6. maddesi gereğince, "Herkes iddiasını ispat etmekle mükellefdir." Davacı, davalının taşınmazı hissesinden fazla kullandığını ve bu sebeple de kendi kullanımına engel olduğunu iddia ettiğine göre bu iddiasını ispat etmekle mükellefdir.

Yargılama sırasında dinlenilen davacı tanıklarının görgüye dayalı herhangi bir bilgileri olmadığı gibi, bunun dışında da iddiasının ispatına yönelik olarak davacı herhangi bir delil ibraz edememiştir.

Dosyada mevcut bilirkişi raporunda ise taşınmazın davalı tarafından (hissesinden fazlasını) kullanıldığı belirtilmiştir. Mahkeme ise, bu rapora dayanarak kısmen kabul kararı vermiştir. Bilirkişi ancak davada özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hususlarda görüş bildirebilir. Hukuki sorunlar hakkında bilirkişiye başvurulamaz.

Somut olayda, davalının taşınmazı işgal edip etmediği hususu hukuki bir sorundur. Bu sebeple bilirkişinin, taşınmazı davalının kullandığına ait görüşe dayanılarak kısmen kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.

O durumda mahkemece, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.

Dava konusu taşınmazda davacı yan 3301/3866, davalı yan 565/3866 pay ile maliktir. Davacı paydaş, 01.04.1999- 14.05.2002 dönemi için ecrimisil isteminde bulunmuştur.

Davacı, paydaşı olduğu taşınmazdan davalı paydaşın kullanımında tutması sebebiyle hiçbir biçimde yararlanamadığı, davalı paydaşın fiili kullanma şeklinin de buna olanak vermediği, noter ihtarı ve açılan davalara karşın payından tasarruf ve faydalanma hakkının fiilen engellendiği, iddiası ile davalı paydaş şirkete karşı ecrimisil talebinde bulunmuş; davalı yan davacının yararlanma isteminde bulunmadığını, iddialarının yerinde olmadığını, aynı konuda daha önce açılan davanın retle sonuçlandığını, savunmuştur.

Mahkemece, davacı isteminde haklı bulunarak açılan asıl dava yönünden kabule, ıslah edilen kısım için ise redde karar verilmiştir.

Davalı yanın temyizi üzerine Özel Dairece; davacı yanın yararlanmasının engellendiği hususunu ispatlayamadığından davanın reddi gerektiği gerekçesi ile hüküm oybirliği ile bozulmuş; davacının karar düzeltme istemi de reddedilmiştir.

Mahkemece ilk karardaki gibi, tanık beyanları, keşif ve raporların kapsamı ile açılan ortaklığın giderilmesi ve daha önceki döneme ilişkin ecrimisil davası da gerekçe alınarak önceki kararda direnilmiştir.

Hükmü davalı vekili temyize getirmektedir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yapılan araştırma ve inceleme, tapu kayıtları, tanık ve bilirkişi beyan ve kapsamları ile eldeki davadan önce açılıp davanın devamı sırasında ortaklığın satış yoluyla giderilmesi kararıyla sonuçlanarak 18.02.2003 gününde kesinleşen ortaklığın giderilmesi davası ve önceki döneme ilişkin olup, redle sonuçlanarak kesinleşen ecrimisil davası nazara alındığında;

Paylı mülkiyete konu taşınmazı paydaş/davalının işgal ederek sair paydaş/davacının kullanımına engel olduğu iddiasının paydaş/davacı yanca ispatlanıp ispatlanmadığı, noktasında toplanmaktadır.

Davaya konu taşınmaz Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Macun mahallesi Arpalık mevkiinde 2114 ada 4 (davacı adına-14.10.1968 t. de edinme -müstakilen çayır vasfı ile) ve 5 (davalı adına-Emta Şti olarak 07.02.1982 satın alma- Atika Ltd.Şti tashih 03.06.1989-üç adet kargir kümes ve tarla vasfı-) parseller olarak tapuda kayıtlı iken Macun 2.Etap imar uygulaması ile 24.03.1994 gününde arsa vasfı ile 3301/3866 hissesi davacı Mustafa Maşlak, 565/3866 hissesi davalı Atika El Sanatları ve Tic.Ltd. Şti -ilk adı Emta Şti- adlarına 42150 ada 1 parsel numarası ile kayıt görmüştür.

Macun 2.Etap imar planının Danıştay tarafından 12.05.1998 günlü kararla iptali üzerine yeniden işleme alınan imar planına ilişkin kesin parselasyon planı 08.02.2000 tarih ve 332 s. kararla kesinleşmiş; 84105/4 no.lu parselasyon planı ile dava konusu 42150 ada 1 parsel, bu kez 42850 ada 1 parsel numarası ile 17.11.2000 gününde 11470 yevmiye ile tescil edilmiştir.

Dava konusu taşınmaz son haliyle 42850 ada 1 parsel olup; 3866 m2 yüzölçümlüdür ve davacı 3301/3866, davalı 565/3866 nispetinde paydaştır.

Davacı (eldeki davanın da davacısı) Mustafa Maşlak tarafından 10.7.1997 günlü dilekçe ile "davalının taşınmaz üzerinde kötüniyetle yaptığı geçici nitelikte inşaat bulunduğu, satış suretiyle ortaklığın giderilmesi" istemiyle açılan izale-i şüyu davasında, davalı yan, taşınmazda paydaşlığın İmar Yasası 18. madde sebebiyle meydana geldiğini, taşınmaz üzerindeki yapıların imar ve yapı kullanma izni ile yapılıp, imar uygulamasıyla gerçekleşen paydaşlıktan önce olduğunu, bunların değerlerinin de tespiti ile aynen olmadığı takdirde satış yoluyla ortaklığın giderilmesini arsa ve bina bedellerinin tespitini istemiş; yapılan yargılama sonunda Ankara 15. Sulh Hukuk Hakimliğinin 13.12.2002 gün ve 1997/846 E. 2002/1364 K. s. kararı ile "ortaklığın satış suretiyle giderilmesi" kararı ile sonuçlanmış; hüküm temyiz edilmeksizin 18.02.2003 gününde kesinleşmiştir.

Davacı (eldeki dosyanın da davacısı) Mustafa Maslak tarafından (eldeki dosyanın da davalısı) davalı aleyhine açılan meni müdahale, kal ve 1994-1998 yıllarına ilişkin ecrimisil davası Ankara 16.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/146 Esas -2000/785 karar s. ilamıyla 06.12.2000 gününde karara bağlanmış olup, meni müdahale, kal ve ecrimisil isteminin reddi yönündeki bu karar davacının temyizi üzerine Y.1.HD'nin 15.10.2001 tarih ve 10710-10631 s. ilamıyla onanmış ve karar düzeltme istemi de 07.02.2002 tarih ve 2002/504-1561 s. ilamla esastan reddedilmiştir.

Davalıya ilişkin imalathane, iki adet yatakhane, yemekhane, iki adet depo ve idare binası olmak üzere toplam 2960 m2 alan için ruhsat ve yapı kullanma izni 02.12.1988 gününde imar uygulaması öncesi davalıya ilişkin 2114 ada 5 parsel (kadastro parseli) numarası taşımakta iken verilmiştir.

Keşidecisi davacı- muhatabı Volkan Karabağ olan Ankara 12.Noterliğinin 02.11.1995 tarih ve 29640 yevmiye no.lu ihtarnamesinde; taşınmazın 3300 m2'lik kısmına davalı tarafından bina yapılmak, duvar çekilmek, taşınır nitelikte bir takım malzemeler yığılmak suretiyle tecavüz ve müdahalede bulunulduğu ve işgal edildiği, suiniyetli bu işgalin sürdürülmekte olduğu, bu ihtarın tebliğ gününden itibaren 15 tarih içerisinde işgal ve tecavüzlerin sona erdirilerek binaların yıkılması arsanın boş olarak davacıya teslimi; aksi durumda müdahalenin meni ve kal ile Nisan 1994 den başlamak üzere aylık 25.000.000 TL den 20 aylık tutarı 500.000.000 TL ecrimisil alacağının tahsili cihetine gidileceği, ihtar edilmiştir. İhtarname 06.11.1995 gününde muhatabın sekreteri Mualla Candur imzasına tebliğ edilmiştir.

Keşidecisi davacı- muhatabı davalı şirket olan Ankara 12.Noterliğinin 02.04.1997 tarih ve 6341 yevmiye no.lu ihtarnamesinde taşınmazın 3300 m2'lik kısmına davalı tarafından bina yapılmak, duvar çekilmek, taşınır nitelikte bir takım malzemeler yığılmak suretiyle tecavüz ve müdahalede bulunulduğu ve işgal edildiği, suiniyetli bu işgalin sürdürülmekte olduğu, bu ihtarın tebliği gününden itibaren 15 tarih içerisinde işgal ve tecavüzlerin sona erdirilerek binaların yıkılması arsanın boş olarak davacıya teslimi; aksi durumda müdahalenin meni ve kal ile aylık 35.000.000 TL ecrimisil talep ve dava edileceği ihtar edilmiştir. İhtarname 04.04.1997 gününde birlikte sakin sekreteri Banu Özeke imzasına tebliğ edilmiştir.

Eldeki dava 14.05.2002 gününde açılmış ve 05.06.2003 harç günlü dilekçeyle ıslah istenmiştir.

Mahallinde keşif yapılmış, keşifte dinlenen tanıklar, davacının taşınmazdan yararlanmadığını beyan etmişlerdir.

Öncelikle belirtmekte yarar vardır ki, ecrimisil zilyet olmayan malikin haksız zilyetten isteyebileceği kira veya gelir esasına dayalı bir tazminat türü olup, paydaşlar arasında ecrimisil taleplerinin dinlenmesinin de ön koşulu taşınmazdan yararlanmanın men edilmesi olgusudur.

Yukarıda da açıklanan dosya kapsamına göre; tarafların dava konusu taşınmazda paydaş bulundukları ve davacının taşınmazdan faydalanamadığı, davalının taşınmazdaki tasarrufuna davacının razı olmayarak açtığı davalarla ve gönderdiği ihtarlarla karşı çıktığı dosya kapsamıyla belirgindir. Etrafı çevrili, bahçe kapısı kilitli ve içerisinde bekçi olan taşınmazdan davacının yararlanma olanağı bulamaması karşısında intifadan men koşulu da gerçekleşmiştir.

Açıklanan nedenlerle; Mahkemenin ecrimisil talebinde bulunulabileceğine ait kabulü ve buna ait direnmesi kanuna uygun ve yerindedir. Ne var ki, bozma nedenine göre Özel Dairece hesap şekli ve miktara yönelik temyiz itirazları incelenmemiş olup, davalı vekilinin bu yönlere ait temyiz itirazlarının tetkiki için dosyanın özel dairesine gönderilmesi gerekir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan sebeplerden dolayı DİRENME KARARI UYGUN OLUP, kararda yer alan hesap şekli ve miktara yönelik sair temyiz itirazlarının tetkiki için dosyanın 3.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 07.06.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.