Mesajı Okuyun
Old 22-03-2010, 01:58   #3
Avukat Ali TÜRKER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan güzel_hukukçu
Müvekkil ile davalı arasında 800 ton ithal kömürün İskendurun’dan Elazığ’a nakledilmesi hususunda 28.03.2009 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme hükümleri çerçevesinde müvekkil tarafından düzenlenen 25.08.2009 vade tarihli muhatabı x AŞ olan 0047870 çek numaralı ve 10.000TL bedelli, yine 30.08.2009 vade tarihli muhatabı x A.Ş olan 0061641 çek numaralı ve 10.000TL bedelli, yine20.10.2009 vade tarihli muhatabı x A.Ş olan 0061650 çek numaralı ve 16.000,00 TL bedelli toplam 36.000TL’lik çekler sözleşme hükümleri gereğince davalıya teslim edilmiştir.
Somut olayda her ne kadar borç ikrar edilmiş olsa dahi buradaki borç bir çeke dayanmış olup, arada yazılı bir sözleşme mevcuttur. Karşı taraf sözleşmeyi yerine getirmediğinde borç doğmayacağına göre söz konusu çekler hükümsüz olacaktır. Kaldı ki DAVALI TARAF YAPILAN SÖZLEŞMEYİ YERİNE GETİREMEYECEĞİNİ VE SÖZ KONUSU ÇEKLERDEN DOLAYI HERHANGİ BİR HAK VE ALACAĞI OLMADIĞINI ÇEKLERİN HÜKÜMSÜZ OLDUĞUNU BEYAN EDEN BELGEYİ İMZALAYARAK MÜVEKKİLE VERMESİNE RAĞMEN SÖZKONUSU ÇEKLERİ MÜVEKKİLE İADE ETMEMİŞTİR.
Davalı sözleşme konusu edimini yerine getirmemiştir. Dolayısıyla yerine getirilmeyen bir hizmet nedeniyle müvekkilden talep edilen borç hakkaniyete aykırılık teşkil etmektedir.
Ayrıca taraflar arasında yapılan sözleşenin 8.maddesinde çeklerin nakliye yapıldığı takdirde ödeneceğine ilişkin hüküm de mevcuttur. Görüleceği üzere ortada doğmamış olan bir hakkın talebi mevcuttur. Talep edilen hizmetin karşılığının alınmamış olması ve bu verilmeyen hizmet karşılığında istenilen çeklerin iadesi hayatın olağan akışına aykırı bir durum olmamakla birlikte iyi niyet kurallarına da aykırılık teşkil ettiği kanaatindeyiz.

Yazmış olduğum dilekçenin bir bölümünü sunmuş olmakla birlikte somut olaya ilişkin yargıtay kararlarını ve görüşlerinizi paylaşmanızı rica ediyorum.Değerli yanıtlarınız için şimdiden tşkler..


Kömür ticareti yapan bir müvekkil için 600 Tonluk bir kömür alımında verilen çekler nedeniyle aynı biçimde 2007 senesinde 2 adet de ben dava açtım. Çeklerden bir tanesi kambiyo yolu seçilerek takibe konulmuş idi. Alacaklı burada hata yaptı ve eksik ifaya rağmen çeki bizzat kendisi takibe koydu. Burada itfa nedeniyle menfi tespit ve takibin iptalini tedbirli olarak dava konusu ettik ve bu dava leyhe sonuçlandı. Taraflar arasında akit derme çatma yapılmıştı ve yazılı delil başlangıcı suretiyle davayı yazılı delillere dayandırarak ispata çalıştık. Teslime dair belgeler vardı. Karşı taraf 290 ton civarında kömür teslim etmişti. Takibi iptal ettirdik. Zira teslim edilen kömürlerin bedelleri o tarihe kadar fazlasıyla ödenmiş idi.

Elde kalan diğer çek için de önce ihtar gönderdik cevap verilmedi. Bunun üzerine tedbir istemli menfi tespit ve senet iadesi talep ettik.
Ne varki senedi elinde tutan karşı taraf çekin arkasını yazdırdıktan sonra alacağın temliki hükümlerine göre çeki devretmiş ve üçüncü kişi eliyle muvazaalı olarak takibe konu ettirdi. İşte burada çekin devri usule uygun yapılmış ise yapacağınız fazla bir şey olamıyor. Zira üçüncü iyi niyetli kişinin hakları bildiğiniz gibi korunacaktır. Bizim karşı tarafımız ihtarı tebellüğ ettikten sonra çeki bir başka şirketten ortağı adıyla takibe konu etmişti. Bunu tespit ettik. Bu takibe karşı da tedbirsiz olarak menfi tespit davası açtık. Biz de çekin arkasının yazıldığı ve ihtarın tebliğ edildiği ve çekin temlik hükümlerine göre bizim ihtarımızdan sonra devredildiğini tarihlere dikkat çekip çeki alacağın temliki hükümlerine göre takibe konu eden kişinin devraldığı kişi ile bir akaryakıt istasyonu işletmeciliğinde şirket ortakları olduğunu, işin muvazaaya dayandığını filan konu ettik. BU davalarımız birleştirildi. Karşı taraf köşeye sıkıştığını düşünerek sulhe yöneldi. Biz de canımıza minnet bildik.

Alıntı:
Yazan ttufek
Benzer bir olayda, borçlu şirkete çeklerin iadesi talebiyle ihtarname çekmiştik.Verdiğimiz süreye rağmen,çekleri iade etmediler.Bunun üzerine,ticaret mahkemesinde ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davası açtık.Mahkeme,çekler henüz icra takibine konu edilmediği için teminatla tedbir kararı verdi ve davamız derdest.Aynı yöntem izlenebilir diye düşünüyorum.

Çeklerin keşide (vade olmadığı halde vadesi henüz) tarihi gelmemiş ve arkası da bankaya yazdırılmamış ise kötü niyetli hamil, çeki ciro yolu ile devrettiğinde sebepten mücerret olan çekteki hak artık üçüncü kişiye intikal etmiş olacağından bir sonuç alınması zor sayın meslektaşım. Çeki kimin takibe konu edeceği ve üçüncü kişi ise senet metninden ve cirolardan anlaşılabilecek itiraz ve defilerden istifade edebileceğinizi sanıyorum .Eğer lehdar çeki devretmiş ve iyi niyetli hamil elinde ise maalesef sonuç almak mümkün olamayacak kanaatimce... Selam ve saygılar...