Mesajı Okuyun
Old 22-03-2010, 01:15   #11
Avukat Ali TÜRKER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Armegedeon23 meslektaşımın vermiş olduğu cevap dışındaki cevaplara katılmıyorum.
Sayın meslektaşım, verdiğimiz cevapta hata nerededir anlayamadım. Sizin belirttiğiniz cevap bir başka soruna ait. Biz davanın itirazın iptali ya da kaldırılmasıyla ilgili değil, takip talebiyle ve itiraza dair soruna cevap verdik. Sayın meslektaşımızın ıslah talebine dair sorun ise sonradan ortaya attığı ve bambaşka bir mesele.
V. TAKİP TALEBİ
TAKİP TALEBİ VE MUHTEVASI:
Madde 58 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/30 md.)
Takip talebi icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılır.
Talepte şunlar gösterilir:
1. Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı,........
2. Borçlunun ..........
........
3. .........
4. Senet, senet yoksa borcun sebebi;
5. ..........
Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii mecburidir.
Alacaklıya takip talebinde bulunduğuna ve verdiği belgelere, talep ve takip masraflarına dair bedava ve pulsuz bir makbuz verilir.

Bakın yasa ne kadar açık bir dille ilamlı, ilamsız ya da kambiyo takibi ayrımı yapmadan belgeye dayalı ve belgeye dayalı olmayan takip ayrımı yapmaktadır. Takip belgeye dayanıyorsa artık bu belgenin türü tartışılmaz ve belgenin sureti daire eliyle ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edilir ki borçlu itiraz, şikayet gibi haklarını kullanabilsin. Bu belgeyi alıp tebliğ etmek icra memurunun yasanın amir hükmüne göre görevinin gereğidirr. Memur bu belgeyi istemek zorundadır.

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Mesele açılan icra takibinin yanlış açıldığında değil, açılan icra takibine yapılan itirazı bertaraf etmek maksadıyla yanlış hukuk yolunun tercih edildiği noktasında yatmaktadır. İcra mahkemesinde itirazın kaldırılması yerine, genel mahkemelerde itirazın iptali yoluna gidilmeliydi.

Bu yorumunuza da aynen katılıyorum.

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Ayşegül Hanım, belirttiğiniz gibi aynı dosyayı zaten ıslah etmişsiniz. Bu sebeple dahi tekrar ıslah edemezsiniz.
Diyelim ilk kez ıslah edeceksiniz, bence yine de ıslah etme hakkınız olmamalı; itirazın kaldırılması bir çeşit tespit davasıdır, iptal davası ise eda davasıdır.
Yargıtay birçok kararında tespit davalarının kamilen ıslahı ile eda davasına dönüşebileceğine dair kararlar verdiğini hatırlıyorum. Ben buna katılmıyorum.
Şimdi itirazın kaldırılması icra mahkemesinde açılıyor, iptal davası genel mahklemede, siz icra mahkemesine bir dilekçe ile itirazın kaldırılmasını ıslah ediyorum, iptal davası olarak ıslah edilmesi istiyorum diye talepte bulunursanız bence yine olmaz zira görevsiz mahkemede dava açmış olursunuz.
Bu durumda iki husus aklıma geliyor, ya itirazın kaldırılması yolunun sonucu beklenebilir. Süre 1 yıllık iptal davası açma hakkını engellemiyorsa tabi, hani bir ihtimal itiraz kaldırabilir.
Ya da icra mahkemesine itirazın kaldırılması yolundan vazgeçtiğinizi belirten bir beyanda bulunup, iptal davası açma yoluna gidilebilir.
Kolay Gelsin...

Buradaki yorumlarınıza da katılıyorum. Sayın meslektaşıma zaten uygulamada ıslaha dair benim de katıldığım yolu işaret ediyorsunuz..
Ancak teorik tartışmayı da sürdürmek istiyorum

VI. ÖDEME EMRİ VE İTİRAZ
1 - ÖDEME EMRİ VE MUHTEVASI:
Madde 60 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/31 md.)
Takip talebi üzerine icra dairesi bir ödeme emri yazar.
Emir:
1. 58 inci maddeye göre takip talebine yazılması lazım gelen kayıtları,
2. ..........
3. Takibin dayandığı senet altındaki imza kendisine ait değilse yine bu yedi gün içinde bu cihetin ayrıca ve açıkça bildirilmesi; aksi halde icra takibinde senedin kendisinden sadır sayılacağı, Senet altındaki imzayı reddettiği takdirde merci önünde yapılacak duruşmada hazır bulunması; buna uymazsa vaki itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verileceği,
Takip talebi usulünce tanzim edilmediği ve Ödeme emri usulüne göre takip dayanağı belgeye dair kayıt olmadan ve belgenin onanmış sureti tebliğ edilmediğinden belgeye dayanan alacaklının önce belgeyi usulünce tebliğ etmesi gerekir.
Borcun tamamına veya bir kısmına yahut alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazı varsa bunu da aynı süre içinde beyan etmesi,
İhtarını,

İçermesi gerektiği yasanın metninden açıkça anlaşılmaktadır.

4. Senet veya borca itirazını bildirmediği takdirde .......
5. Borç ödenmez veya itiraz olunmazsa cebri icraya devam edileceği beyanını, İhtiva eder.
Ödeme emri iki nüsha olarak düzenlenir. Bir nüshası borçluya gönderilir, diğeri icra dosyasına konulur. ............
Şimdi ödeme emrinin münderecaatının eksik ve hatalı bilgi içermesi nasıl yorumlanacaktır.
2 - ÖDEME EMRİNİN TEBLİĞİ:
Madde 61 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/32 md.)
Ödeme emri borçluya takip talebinden itibaren nihayet 3 gün içinde tebliğe gönderilir. Takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir örneği ödeme emrine bağlanır.
.............
Buradaki emredici yasa hükmü nasıl yorumlanacaktır?

İTİRAZ
1 - SÜRESİ VE ŞEKLİ:
Madde 62 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/33 md.)
İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. .....
..........

Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır.
........
Borçlu takibin müstenidi olan senet altındaki imzayı reddediyorsa, bunu itirazında ayrıca ve açıkça beyan etmelidir. Aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş sayılır.
........
Sayın meslektaşlarım, yukarıdaki itiraza dair hükümlerin uygulanabilmesi için usule uygun takip yapılmalı, ödeme emri yasaya uygun olmalı ve tebligat ekinde takip dayanağı olan belge eklenmiş olmalı. Takip usulüne uygun değilse borçlunun şikayet yerine itiraz etmiş olması hatasını ele almak bence yasanın amacına uygun düşmeyecektir. Zira başta alacaklı ve memur hata yapmıştır. Kimse kendi hatasına dayanarak hak ihdas edemez. Borçlu neye göre itiraz edecektir. Borçlunun itirazı kaldırılır ya da iptal edilirse illaki icra inkar tazminatına hükmedilecektir. Bu da yasanın amir hükmüdür. Alacaklı ödeme emrine usulünce belge eklememiştir, şu halde borçlu salt şikayet yerine itiraz etti bu hatadır ve yasa itirazın iptali ya da kaldırılması hallerinde emredici biçimde icra inkar tazminatına hükmedilir dediği için hatalı olan alacaklıyı ödüllendirmiş olmaz mıyız?...
BORÇLUNUN KAMBİYO HUKUKU BAKIMINDAN ŞİKAYETİ:
Madde 170/a - (Ek madde: 18/02/1965 - 538/85 md.)
Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3 üncü bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir.
İcra mahkemesi *1* müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.
(Ek fıkra: 09/11/1988 - 3494/34 md.) Her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz.
Sayın meslektaşlarım, altı çizili ve kalın font ile yazılmış olan yasa hükmünde, icra hakimine resen işlem yapma yetkisi verilmiştir. şikayet veya itiraz dolayısıyle intikal eden işler ve resen takibi iptal edebilir diyor yasa. Yani önüne gelen işte hakim adaleti temin için resen inceleme yapmak durumunda. Zira yasanın emredici hükümler ile bağıtladığı işlerin kamu düzeniyle alakalı taraflı vardır. Her ne kadar sayın meslektaşımız itirazın iptali yerine itirazın kaldırılmasını talep etmiş ise de hakim sayın meslektaşımızın belirttiği gibi kaldırma talebini ret etmeli ve bence önüne gelen dosyada salt bu işlemle yetinmek yerine tebligatında iptaline karar vermelidir. Zira sorunun başladığı yer ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmemiş olmasıdır. Mahkeme, alacaklının yerine geçip yeniden tebliğe karar veremeyecektir. Zira böyle bir karar ancak alacaklı tarafın istemi üzerine mümkün olacaktır. Ancak mahkeme, memurun yasanın amir hükmüne rağmen yapmadığı işi borçlunun itirazı ve alacaklının da dava açması nedeniyle görmüş bile olsa usul ekonomisi ve yasanın amacına uygun biçimde davranarak itirazın kaldırılması talebini ret edip tebligatı da iptal etmelidir. diye düşünüyorum.
Tabiki uygulamada arz ettiğim gibi değil sayın meslektaşımız Av. Selim BALKU beyefendinin belirttiği gibi işlem yapılmakta ve talep ret edilmektedir. Hatta size şunu diyeyim. Emin olun bir çok usulsüz tebliğlere rağmen icra hukuk mahkemelerince itirazlar kaldırılmış, icra inkar tazminatı da verilmiş ve usulüne uygun olmayan tebligatlara da hiç değinilmemiştir. Bu tarafı uygulama kısmı. Bizim üzerinde durduğumuz husus ise adil olanı bulmak. Kanaatlerimi arz ettim.

Sayın Av. Ayşegül ÇOBAN'ın meslesini ise anlatımımız çözmez ise, bu çözüme hakim sıcak bakmaz ise Sayın Av. Selim BALKU'nun tavsiyesi sorunun çözümü için bence de doğru yoldur, beyana katılıyorum..
Selam ve saygılar...