Mesajı Okuyun
Old 17-03-2010, 18:35   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

İki idare arasında kamulaştırma yapılacak olsaydı, Kamulaştırma Kanunun 30. maddesindeki usul uygulanacaktı.

Ancak kamulaştırma işlemi olmadan kamulaştırmasız el atma varsa; 1956 yılındaki İBK Uyarınca el atmanın önlenmesi ya da bedel davası açılabilir adli yargıda, diğer idareye karşı.

Uyuşmazlık Mahkemesinin 29.04.1991 tarihli verdiği ilke kararı da kamu tüzel kişileri arasındaki el atmanın önlenmesi davalarının çözüm yeri adli yargıdır.

Adli Yargıda ise iki kamutüzel kişiliği arasında görülecek bir davanın 3533 sayılı kanun uyarınca hakem sıfatıyla görülebileceği düşünülse de; Bu kanun 4. maddesinin 4916 sayılı kanunun 24. maddesi ile yapılan değişiklikten sonra dava değerine göre görevli mahkemede davanın açılabileceği rahatlıkla söylenebilir.

Örnek içtihat:



Yargıtay 5. Hukuk Dairesi
Esas : 2005/8980
Karar : 2005/9448


Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarda tarih ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca tetkiki davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunarak iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan bilirkişi raporları ve mahkemece yapılan inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
1-Davacı idareye ilişkin taşınmazlara, davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadan kısmen el atılarak yol haline getirilmiştir. 2942 s. Kamulaştırma Kanununda, kamu kurumu niteliğindeki idareler arasındaki kamulaştırmasız el atma davalarına ait olarak ayrı bir hüküm getirmediği, söz konusu davalarında Kanunun 37.maddesinde belirtildiği gibi taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gözetilmeden, aksi düşünce ile 3533 s. Kanun uyarınca ve hakem sıfatıyla görülüp karara bağlanmış olması,
2-Kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedel davalarında da Kamulaştırma Yasasının değer biçmeye ait hükümleri kıyasen uygulanır.
Arsa niteliğindeki taşınmaza, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekir. Dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça, yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme gününe yakın satışların emsal alınması gerekir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu Kağıthane, Osmanpaşa Çiftliğinde benzer yüzölçümlü ve değerlendirme gününe yakın zamanlarda emsal satışların bulunması doğaldır. Bu halde taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içerisinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Kabule göre de;
Dava konusu taşınmazlara değer biçilirken, taşınmazlar üzerinden geçirilmiş olan enerji nakil hatlarının, taşınmazların değerine olacak etki ve oranlarının gözönünde bulundurulmadan taşınmazlara değer biçilmiş olması,
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan sebeplerle H.U.M.K.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine 19.09.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi