Mesajı Okuyun
Old 15-03-2010, 19:17   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adem Süpçin
Başımdan geçen bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

25.02.2009 tarihinde bir vatandaş büromuza gelerek senedini icraya koymamızı istiyor. Ben de "senette alacaklı olduğuna, icra işlemi yapılması için tarafımdan hukuki yardım talep ettiğine, işbu sözleşme ve belgenin 1136 sayılı Avukatlık Kanunu gereğince tanzim edildiğine" dair bir belge alıyorum.Vekaletname de aynı tarihte tarafıma veriliyor.

27.02.2009'da başka bir ilde Yetkili İcra Dairesinde bonodaki asıl borçlu ve cirantalar aleyhine takip başlatıyoruz.

Cirantalardan birisi vekili aracılıyla "protesto"nun süresinde olmadığından bahisle icra takibinin iptali için İcra Hukuk Mahkemesinde dava açıyor, tensiple birlikte mahkeme takibi durduruyor. Bu davanın da 3 duruşmasına giriyorum. Mahkeme aleyhimize ikame edilen davayı haksız bir şekilde kabul ediyor.

Bu karar temyiz süresi içerisinde temyiz ediliyor.

Alacaklı müvekkil bu davayı kaybetmemiz ve ciranta yönünden dosyanın iptal edilmesi nedeniyle beni sorumlu görüyor ve

01.09.2009 tarihinde Noterden beni azlediyor.
01.09.2009 tarihinde yani azil tarihiyle aynı gün içinde icra dosyasını bir başka 3. kişiye temlik ediyor.
Dosyadaki diğer cirantalardan birisi de maaşına haciz konmasına muvafakat ediyor. Dosyaya girecek paranın tarafımdan çekilere avukatlık ücretimi almama temlik yoluyla engel olunuyor.

15.12.2009 tarihinde ise Yargıtay yerel mahkeme kararını esastan bozarak takibe itiraz eden ve takibi iptal ettiren cirantanın borçlu olduğuna karar veriyor.

Yerel mahkeme muhtemelen Yargıtay kararına uyacak, ancak dosyada vekaletim azil nedeniyle yok, eski müvekkil de dosyada alacaklı değil.

Şu durumda beni azleden müvekkilin azil işlemi haksız azil durumunda. Kendisinden icra vekalet ücretimi, dava vekalet ücretimi, manevi tazminatımı isteyebilirim sanırım.

Ancak Avukatlık Kanunu 165. maddesi gereğince icra dosyasını temlik alan şahıstan da icra vekalet ücreti talep edebilir miyim?

Avukatlık kanunu m. 165: İş sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.

Burada temlik alan da icra takibinde taraf sayılarak kanuni vekalet ücretimden sorumlu olur mu?

Değerli bilgi ve görüşlerinizi ayrıca varsa örnek içtihatlarınızı paylaşırsanız seviniim.

Saygılar selamlar...

Vekalet ilişkisi, vekil ile vekil eden arasında kurulan bir akit ilişkisidir. Bu itibarla avukatın vekil sıfatıyla dosyada işlem yapabilmesi tarafı olduğu vekalet akdine dayanmaktadır. Başka bir ifade ile vekillik sıfatı dosya nedeniyle değil, vekalet akdi nedeniyledir. Bir akit, ancak tarafları için sonuç doğurur.

Dolayısıyla Müvekkilinizin icra dosyasındaki "alacağını" 3. kişiye temlik etmesi dosyadaki -alacaklı- taraf sıfatını devir ettiği anlamına gelse bile, bu husus vekalet akdinin de devri anlamına gelmez. Hal böyle olunca vekalet akdi temelinde akdin tarafı olan temlik eden müvekkilinize karşı hak iddia edebilirsiniz. Temlik alana vekalet akdi kapsamındaki bir talebi ileri süremezsiniz. (Diye düşünüyorum)

Ancak;

(İptal Davası açabilecek duruma gelirseniz) Temlik işlemi, bir tasarruf işlemidir. Bu manada temlik alan kişi temlik edenin bir yakını ise, veyahut durumu bilecek durumda ise; sözkonusu temliki tasarrufun İİK.278-280. maddeler dairesinde alacaklıyı zarara sokmak kastıyla yapıldığını iddia edip iptali istemenize ve öncelikle icra takip dosya alacağı üzerine uygulanmak üzere bu kapsamda vekalet ücretiniz çerçevesinde ihtiyati haciz konulmasını istemenize bir engel olmadığı kanaatindeyim.