Mesajı Okuyun
Old 06-11-2006, 04:53   #67
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Haberi izlerken içim burkulup, boğazıma kadar gelip tıkanan düğümü, okkalı bir küfürle ekrana doğru çıkardıysam, bazı mesajları okurken de aynı düğümlenmeyi hissettim. Tek fark aynı şekilde tepki veremeyeceğim, meslektaşlarımın, site üyesi dostlarımın bunları yazması yüzünden boğazımdaki düğümle kala kalmamdı. Yaratıcılıkta sınır tanınmaksızın yapılan işkence önerilerine mi? İdam cezası tekrar getirilse bile suç işlendiği zaman yürürlükte olmayan yasanın sanık aleyhine uygulanamayacağı mı? Cezaevinde şişlenirler nasılsa düşüncesine mi? Recm isteyenlerin, ne istediklerinin ve bunun alt mesajının farkında olmamalarına mı yanmalı?

Seks ve şiddet içerikli medya haberleri, dizi filmlerle bilinçaltı doldurulmuş cahil kitle içerisinden birilerinin. Bilinç altından gelen bu yüksek basınçlı dürtüyü kontrol edememesi ve oluşan patlamanın doğurduğu neticede bu basıncı almak için gerekli önlemleri zamanında almayan, içeride biriken basıncı kontrol edebilmesi için onu eğiterek üst benini yeterince geliştiremediğimiz bireyi şimdi asalım, keselim, damgalayalım. Öyle mi?
Hırsızı savunabiliriz, "açtır da ondan yapmıştır". Katili savunabiliriz, "tahrik altındadır, sebebi vardır". Teröristi savunabiliriz, "beyni yıkanmıştır". Dolandırıcıyı savunabiliriz, "yaptıkları ticari hayatın gereğidir, ne dolandırıcılığı?", . Fahişeyi savunabiliriz, "en eski meslektir zaten". Çalan, vuran, kıran, öldüren, yağmalayan, iten, kakan, herkesi savunabilir ve buna bir gerekçe bulabiliriz. Amma 17 aylık bebeğe tecavüz edeni savunamayız. Oysa biz neden normaliz, onlar neden sapık diye düşündünüz mü hiç. Tecavüzcünün bilincinin yerine geldiği an cinsel doyuma ulaştığı andır. O an, yani cinsel doyuma ulaşıp ne yaptığının farkına vardığında yaşadığı pişmanlık yukarıda saydığınız işkencelerin hepsinin toplamından daha ağır bir vicdan yükü, daha ağır bir acıdır. Ancak aynı dürtü içten içe birikip, yine karşı konulamaz bir hal aldığında aynı eylem bir daha ve bir daha tekrarlanabilir ta ki bir biçimde patlak verip alenileşene kadar. Neticede bu tarz eylemleri yapan kişiler ağır derecede ruh hastasıdır. Nasıl ki akıl hastasının cezai sorumluluğu yoksa aslına bakılırsa bunların da yoktur. Ancak bu şekilde rapor verecek ne bir doktor bulunur, ne de bu rapora uyup, bu yönde karar verecek bir mahkeme. Çünkü böyle yapılsa daha kısa sürede aramıza döneceklerdir.
Yaptıklarına verilebilecek ceza en fazla 15'yıldır. Yukarıdaki önerilere ulaşmaya epey bi fark kalıyor ya o farkı da toplumca ancak biz yüklenebiliriz. Bunun olmaması için ne mi yapmalı? Çocuklarınızı hür yetiştirin. İnternette dilediği seks içerikli siteye girsin. İstediği vurdulu kırdılı oyunu oynasın, istediği sihirli büyülü saçma sapan diziyi, magazini izlesin. Sonra matematikten özel ders aldırırsınız. Kazanır bi yerleri kurtarır hayatını nasıl olsa. Bulaşığı çamaşırı da sihirle halleden bi eş bulursunuz. İşte size sağlıklı bir birey. Gemi batarken önce ambardaki fareler boğuluyor, yukarıdakiler de aşağıya bakınca yalnızca boğulan fareleri görüp, tiksiniyor. Hepimiz aynı gemide batıyoruz da farkında olan pek az gibi..