Mesajı Okuyun
Old 10-03-2010, 14:51   #2
Süheyda Pelin Çelik

 
Varsayılan

TTKnun 16,17 ve 18.maddelerinde tacir tanımı yapılmaktadır. Bu tanımın içine de gerek gerçek gerekse hükmi şahıslar girmektedir. İİK 44.maddesi bu anlamda tacir sayılanların ticareti terk ettiklerinde yerine getirmeleri gereken usuli yöntemi belirtmektedir. Buna aykırı hareket edenler de İİK 337/a maddesine göre ticreti usulsüz olarak terk etmiş sayılırlar. Ticaret şirketleri her ne kadar farklı usulde tasfiye olsa da tasfiyeye girdiklerinde ticaret siciline keyfiyeti ihbar eder ve unvanlarına "tasfiye halinde .... şirketi" eklemeleri gerekir. Ve yine bir yıllık ilan sürelerinin sonunda tasfiye gerçekleşir. Demek istediğim düzenlemenin amacı gayrı faal gerçek veya hükmi şahısların iş yerlerini usulüne göre tasfiye etmelerini sağlamaktır. Ve gerçek kişi işe hükmi şahıs arasında az çok süreç benzerdir. Bu sayede de işletmenin alacaklıları alacaklarını kaydettirip talep edebilecektir. Kanunun amacı ve ruhu bu yöndedir. Sonuçta hükmi şahıslarda alacaklıların tasfiye isteme imkanı sınırlıdır. Yargıtay'ın bunun aksine bir kararı varsa yasayı başka türlü okumaya karar vermiş demektir. Bu da hukuk boşluğu yaratarak aslında gayrı faal olan ve iflas ertelemesi gibi tedbirlere başvuracak kadar da bu işi ciddiye almayan ancak alacaklılarına karşı bir hukuki ve cezai yaptırıma uğrmak istemeyen şirketleri ve yetkililerini sorumluluktan kurtarmaktadır.





Alıntı:
Yazan MTL
Öncelikle herkese iyi çalışmalar.
İİK 337/a maddesine göre ticareti terk edenlere verilen 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası Yargıtay 16. Hukuk dairesinin 28.12.2009 tarihli 2009/5504-9066 EK sayılı kararı gereğince artık uygulanmayacak bir duruma gelmiştir. Antalya'da açlılan ticareti terk davaları seri halde beraatle sonuçlanmakta.Enteresan bir durum oluştu bizim burada.Mahkemenin kararını aynen yazıyorum
"TTK nın 136. maddesinde sayılan kollektif,anonim,limited ve kooperatif şirketlerinin müdür ve yetkilileri yönünden İİK'nın 337/a maddesinde yaptırıma bağlanmış ticareti terk suçunun işlenmesi mümkün olmadığı, suç tarifinde anılan şirketler bulunamayacağı sadece gerçek tacirler hakkında uygulanabileceği belirlenmiş bulunmakla" ....... LTD ŞTİ. yetkilisi .......'nın BERAATİNE.

bu güne kadar şirket yetkilileri için uygulanan kanun maddesi artık sadece gerçek kişi tacirler için mi uygulama alanı bulacaktır?
Derğerli fikirlerinizi bekliyorum.