Mesajı Okuyun
Old 17-02-2010, 11:49   #7
Av.M_K

 
Varsayılan

VE SON OLARAK

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/1705
Karar: 2005/2073
Karar Tarihi: 03.03.2005

ÖZET: Somut olayda davalının müdahalesinin önlenilmesine karar verilmiştir. Bu dava ile davacı kullandırmama iradesini belli etmiştir. Bu durumda; şayet davadan önce intifadan men koşulu oluşmuş ise bu tarihin belirlenmek suretiyle esas alınması, aksi takdirde elatmanın önlenilmesi davasının dava dilekçesinin tebliği ile intifadan men iradesi davalıya bildirilmiş olur. O halde mahkemece gerekli inceleme yapılarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken davanın reddinde isabet görülmemiştir.


(4721 S. K. m. 995)

Dava: Dava dilekçesinde 12.384.800.000 lira ecrimisil ve faiz alacağının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı, davalı kardeşi ile 506 parselde hissedar olduklarını davalının hissesinden fazla yer kullandığından ötürü Serik Asliye Hukuk Mahkemesince elatmanın önlenilmesine karar verildiğini beyanla 5 yıllık ecrimisil alacağı olan 5.888.000.000 liranın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece; tarafların dava konusu taşınmazda müşterek malik oldukları, davalının davacıyı taşınmazdan yararlanma konusunda intifadan men ettiği ispatlanamamış olup, müşterek malik olarak her iki tarafın da taşınmazdan yer kullandıkları, kullanılan yerlerin miktarlarının tam hisseyi karşılamasının şart olmadığı ve davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiştir.

Paya uyan bir belirtme ve sınırlandırma olmadığı takdirde, her paydaşın, öbürlerine zarar vermemesi kaydıyla taşınmazı kullanma hakkı vardır. Bu hakkın ölçüsü ise, her somut olayda durumun özelliğini göz önünde tutarak araştırılmak gerekir.

Paylı malı, paydaşların hakları ile bağdaşmayan bir biçimde kullanan paydaş (davalı), kullanmayan (davacı) haklarını, rayiç kira üzerinden ve onun payı oranında ödemekle yükümlüdür.

Ecrimisile konu edilen taşınmazda taraflar paydaştır. Paydaşlar kural olarak intifadan men edilmedikçe birbirinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de; ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır.

Somut olayda Serik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/34 E., 559 K. sayılı ilamı ile davalının 82814 m2 lik kısma vaki müdahalesinin önlenilmesine karar verilmiştir. Bu dava ile davacı kullandırmama iradesini belli etmiştir. Bu durumda; şayet davadan önce intifadan men koşulu oluşmuş ise bu tarihin belirlenmek suretiyle esas alınması, aksi takdirde elatmanın önlenilmesi davasının dava dilekçesinin tebliği ile intifadan men iradesi davalıya bildirilmiş olur.

O halde mahkemece yukarıda açıklanan hususlar ışığında inceleme yapılarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddinde isabet görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 03.03.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


İYİ ÇALIŞMALAR DİLERİM
Av.Murat KUNDAKÇI