Mesajı Okuyun
Old 17-02-2010, 10:30   #9
Av.M_K

 
Varsayılan

Sayın Nusret

T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/237
Karar: 2008/976
Karar Tarihi: 04.02.2008

ÖZET: Feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle yerel mahkeme kararının tarafların davalarından feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekir.

(1086 S. K. m. 91, 95) (YİBK. 11.04.1940 T. 1939/15 E. 1940/70 K.)

Dava: Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 01.08.2003 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil, Tahir Dündar tarafından Hüseyin Karasu ve Nurhan Karasu aleyhine 17.08.2003 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tescil isteminin kabulüne, sözleşme iptali davasının reddine dair verilen 17.04.2007 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı/karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Davacılar düzenleme şeklinde yapılan 3 Ağustos 1993 gün ve 13019 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesine dayanarak davalıdan satın aldıkları bağımsız bölümlerin adlarına tescilini, açılan karşı dava ile de davalı Tahir Dündar dayanılan satış vaadi sözleşmesinin danışıklı kurulduğunu bildirerek sözleşmenin iptaline ve davacılar davasının reddine karar verilmesini istemişler, mahkemece 463 ada 21 parselde bulunan taşınmazın 5 nolu bağımsız bölümü için belirlenen arsa payının davalı/karşı davacı adına olan tapusunun iptali ile davacı/karşı davalılar adına tesciline ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü davalı/karşı davacı Tahir Dündar vekili, tarafların karşılıklı olarak hükümden sonra davalarından feragat etmeleri ve ayrıca satış vaadi sözleşmesi iptal edilmiş olduğundan davacıların davasının kabulü karşı davanın reddine dair hükmün usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi için temyiz etmiştir.

1- Yapılan yargılamaya toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalı/karşı davacının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.

2- Dosyanın incelenmesinde tarafların mahkemece hüküm verildikten sonra dosyanın Yargıtay'a temyiz incelemesi için gönderilmesinden önce ayrı ayrı vermiş oldukları kimliği onamlı 10.09.2007 tarihli dilekçeleri ile davalarından feragat ettikleri görülmüştür.

HUMK. nun 91. maddesinde feragatin iki taraftan birinin netice-i talebinden vazgeçmesi olduğu belirtilmiş, 95/1. maddesinde de feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle yerel mahkeme kararının tarafların davalarından feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamaları da bu yoldadır. (11.04.1940 gün ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulunun 16.11.1966 gün 1438/290 ve 27.05.1992 gün 1992/2-250/364 sayılı kararları)

Sonuç: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı/karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2 numaralı bent uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 04.02.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sayın nusret yardımcı olacağını düşündüğüm yargıtay kararlarında hukuk genel kurulu kararlarına ait esas ve karar numaraları var bunların yardımcı olacağını düşünüyorum
saygılar