Mesajı Okuyun
Old 12-02-2010, 17:34   #2
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Merhabalar;

Faydası olur mu bilmem ama:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 1993/13879
Karar: 1993/18367
Karar Tarihi: 23.11.1993

Dava: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 5.11.1993 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Borçlu şirket ile ipotek veren üçüncü kişi haklarındaki kredi sözleşmesi, teminat mektupları, ihtarname ve ipotek belgesine dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmış, üçüncü kişiye 151 örnek icra emri tebliğ edilmiş, üçüncü kişi süresinde mercie verdiği şikayet dilekçesinde; müvekkilinin diğer borçlu şirketin kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere alacaklı banka lehine 600.000.000 liralık ipotek verdiğini, ipoteğin kesin bir borcun karşılığı olmadığını, bu durumda 151 örnek icra emri gönderilemiyeceğini, ibraz edilen belgeler incelendiğinde, şirketin gerçekleşmiş bir borcunun olmadığının anlaşılacağını, alacaklı vekilinin şirkete kullandırdığı teminat mektuplarının bedelinin depo edilmesini istediğini, teminat mektuplarının henüz nakte çevrilmediğini, ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. 22.2.1993 tarihli noter ihtarnamesi ve hesap özeti ipotek veren üçüncü kişiye 25.2.1993 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu şirket adreste ayrıldığından bahisle iade edilmiştir.

İİK.nun 150/1. maddesi hükmüne göre; borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakti veya gayri nakti bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcunu ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin noter marifetiyle krediyi kullanan tarafa gönderildiğine dair noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse, icra müdürü bu Kanunun 149. maddesi uyarınca işlem yapar.

İhtarname ve hesap borçlu şirkete tebliğ edilemediğine göre, yukarda anılan maddede yazılı koşulların gerçekleşmediği gözetilerek icra emrinin iptaline karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.11.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.