Mesajı Okuyun
Old 11-02-2010, 15:29   #17
msahinparlak

 
Varsayılan

Konuyla ilgilenen sayın meslektaşlarım, 5 sayfadan ibaret savunma dilekçemi ve mütatalaya karşı beyanlarımı duruşmadan 10 gün önce mahkemeye verdim. Mahkeme karar duruşmasında, bir sonuca varamadığını, konu ile ilg,li olan sulh cezadaki yaralama dosyası ile boşanma davasının dosyalarının incelenmek üzere celbine karar verdi. Ayrıca bir soru sordular bize, yaralanıp hayati tehlike geçiren kişinin boşanma davasında tanıklık yapmadığının doğru olup olmadığını sordular. Bu durumda tanıklık yapmamışsa lehimize mi sonuçlanır. Ayrıca Mahkemenin savunmamızdan sonra karara varamamış olması lehimize yorumlanabilir mi? Mahkeme sanığın öldürme kastıyla hareket etmediğini düşünüp acaba tahliye etmek için 2 ay daha mı beklemeye karar verdi de böyle erteledi. Acaba nasıl yorumlamalıyım. Benim umudum arttı. müvekkilin hak ettiği cezadan fazla ceza almamasını çok istiyorum. hak ettiğini de mutlaka almalıdır. 3 kişiyi yaralamaktan hüküm giyerse acaba ne kadar ceza verilir. ben aynen şu şekilde ceza verilmesi için talepte bulundum. "......sanığın L ve A’ya karşı eylemine uyan 5237 sayılı yasanın 86/3 a-e maddelerine göre kasten yaralama suçlarından cezalandırılması, B’ye karşı eylemine uyan 87/1-d maddesine göre neticesi ile ağırlaşmış yaralama suçundan cezalandırılması, sanığın N ve K’ya karşı eylemlerinden beraatine karar verilmesi, sanığa verilecek cezalar neticesinde kanunun öngördüğü ceza indrimlerinin uygulanması ve tutukluluk hali de göz önünde bulundurularak sanığın bihakkın tahliyesine karar verilmesini savunma tarafı olarak sayın Mahkemeden talep ediyoruz." şeklinde son paragrafımı yazdım... ayrıca bir çok emsal karardan örnekler verdim... örneğin.... Benzer bir olayda Yargıtay 1. Ceza dairesinin verdiği kararda, bu halde sanığın yaralama suçu işlediği sonucuna varılmıştır. 1. Ceza Dairesi 2007/1422 E., 2008/2586 K. Sanığın tabanca İle yakın mesafeden katılanın hayati bölgelerini doğrudan hedef alarak ateş etme imkanı varken, sol uyluk bölgesini hedef alarak İç organ veya büyük damar yaralaması oluşturmayacak şekilde katılanı yaraladığı, engel durum bulunmamasına rağmen sanığın eylemine devam etmediği anlaşıldığına göre, eylemin yaralama suçunu oluşturduğuna dair nitelendirmede bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hapis cezası İle adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezası tercih edilmişse, bu ceza para cezasına çevrilemez. Bu ve buna benzer bir çok emsal karar göstermektedir ki somut olayda suç vasfı belirlenirken sanığın mağdura yönelik eyleminde atış sayısı da kastını belirleyen en temel göstergelerden biridir. Bu da suç vasfının belirlenmesinde somut bir kriterdir. .... örneğin..11) Suç vasfının belirlenmesinde sadece neticeden hareket edilemeyeceğine dair ve mağdurun hayati tehlike geçirmiş olmasının tek başına sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğini göstermeyeceğine ilişkin Ceza Genel Kurulu kararının tam metni dilekçemiz ekindedir. (T.C. YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 1997/1-92 K. 1997/107 T. 13.5.1997 “ Dosyadaki tüm kanıtlar birlikte değerlendirildiğinde; Açıklandığı üzere; suçun işleniş nedeni ve biçimi, sanıkla mağdur arasında öldürmeyi gerektirecek geçmişe dayalı bir husumetin bulunmaması, mağdurda bıçakla meydana getirilen yaralardan biri dışında diğerlerinin hayati önemi haiz olmayan bölgelerde yer alması ve bu üç yara için hayati tehlikeden sözedilmemesi, hedef seçme halinin bulunmaması gibi olgular gözönünde tutulduğunda; sanığın yaralama kastıyla hareket ettiği sonucuna ulaşılması gerektiği saptanmıştır.”…… Somut olayda ise tek bir hareket mevcuttur. Bu da sanığın kastının öldürmeye yönelik olmadığını göstermektedir....... örneğin.....Benzer bir olayda (T.C.YARGITAY 1.CEZA DAİRESİ E. 2000/2933 K. 2000/3307 T. 23.11.2000) “kavganın hareketli ortamında kesici-delici aletle gerçekleştirdiği darbelerden sadece birini batın boşluğuna nafiz olacak şiddette vurup, imkan bulunmasına rağmen diğerlerini yüzeysel yaralanmalar oluşturacak biçimde ve daha az şiddette ika eden sanık Özkan'ın öldürme kastı ile hareket ettiği hususundaki mevcut şüphe sanık lehine yorumlanmak suretiyle, eyleminin yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilerek TCK.nın 456/2, 457/1, 51/1, 55/3 ve 59. maddeleri ile hüküm kurulması gerekirken suçun öldürmeye teşebbüs olarak vasıflandırılması suretiyle fazla ceza tayini, SONUÇ : Yasaya aykırı, sanık vekilinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi” ........Ancak bunlara değinmeden önce Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin sanığın kastı ile ilgili emsal bir kararında sanığın öldürmeye yönelik eylemine devam etmemesinin sanığın yaralama kastı ile hareket ettiğini gösterdiği açıkça vurgulanmıştır. 1. Ceza Dairesi 2007/1742 E., 2008/2636 K. “Sanığın yakın mesafeden yaptığı atışta, hedef alınan vücut bölgesi, meydana gelen yaralamanın niteliği, sonradan mağdurun yanına gidip tekme ile vurmasına rağmen atışlarına devam etmemesi dikkate alındığında kastının öldürmeye yönelik olduğunun şüpheli kaldığı, bu nedenle kasten yaralama suçundan cezalandırılması gerektiği sonucuna varılmalıdır.”
5) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun sanığın kastı ile ilgili emsal bir kararında ise sanığın kastından söz edilebilmesi için neticenin de istenmiş olmasını aramaktadır. Daire:CGK tarih:2005 Esas No:2004/9-213, Karar No:2005/3 Kasıttan Söz Edilebilmesi İçin Hareketten Doğacak Sonucun Düşünülmüş ve Öngörülmüş Olması Yeterli Olmayıp Ayrıca Sonucun da İstenmiş Olması Gerekir ÖZET Uyuşmazlık, silahla yaralama eyleminin taksirle mi yoksa kasten mi gerçekleştirildiği…… Kasıttan söz edebilmek için hareketten doğacak sonucun düşünülmüş ve öngörülmüş olması yeterli değildir. Ayrıca sonucun da istenilmesi gerekir. .......... Sayın Meslektaşlarım, bana bu dosya ile ilgili olaraka gerek yapmış olduğunuz yorumlardan dolayı, gerekse gönderdiğiniz içtihatlardan dolayı çok teşekkür ederim.. ayrıca savunmamı hazırlamamda umutsuzluğa kapıldığım anlarda yazdıklarınızı okuyarak moral buldum ve son savunmamı bu şekilde hazırlayabildim, bu nedenle başta sayın Cesur Yürek'e ve av. Araf'a çok teşekkür ediyorum... saygılar