Açacağım bir muhtesatın tespiti davası var. Davada özetle davacı müvekkil, eşi ile 1/2 şer payla müştereken malik bulundukları bir arsa üzerine bir ksım bina ve müştemilat inşa ediyor. Daha sonra eşi ölüyor ve eşinin akrabaları eşinin payına mirasçı oluyorlar. Müvekkil, kendi 1/2'sini intifa hakkı üzerinde kalmak kaydı ile ölen eşinin kardeşine satıyor. Daha sonra o da kendi kızına (aradan 10 sene geçmiş -neyse mesele bu değil zaten -)satıyor.

Şimdi durumumuzu şöyle arz edeyim; ölen eşin diğer mirasçılarının açmış olduğu bir izaleişuyuu davasıyla muhatabız. Binaların değeri neredeyse arsa değerinden fazla olduğu için işi şansa bırakmamak adına biz de muhtesatın tespiti davası açtık. Fakat bu davayı açarken arsa üzerinde en büyük paydaş olan bir kişiyi davaya dahil etmedik. Çünkü müvekkil, ilk duruşmadan önce davaya konu muhtesat üzerindeki haklarını bu kişiye devretmek ve davadan çıkmak istiyor.

Bu yol haritasını belirlerken şunlara göre hareket etmeyi düşünüyorum; bir hata/eksik olduğunu düşünen meslektaşlarımın yorumlarını bekliyorum:

1- Bu devir müddeabihin temliki hükmündedir(dava muhtesatın tespiti olduğuna göre)
2- Devralan kişi davaya diğer paydaşlar aleyhine muhtesatın sahibi gibi devam edebilir ve rızaları aranmaz (HMUK 185 e göre)
3- Yapılacak devir sözleşmesinin yazılı olması yeterli (henüz tapuya kayıtlı bir hak olmadığına göre)
4- *(burada takıldım biraz)Her ne kadar dava bütün diğer maliklere yöneltilmemiş olsa dahi, eksik davalı adına ilk celsede çıkıp devir sözleşmesini sunacağımız ve ona davacı sıfatını kazandıracağımız için taraf teşkili sağlanmış olacaktır.
5- Muhtesatın sahibi (devreden) müvekkilin intifa hakkı bu devirle ortadan kalkmaz (zaten kalksa idi yazılı şekille değil, resmi şekille devretmesi gerekirdi).
6- Derdest bulunan ortaklığın giderilmesi davası bu davanın sonucunu bekler.

Zaman ayırıp yorum yapacaklara şimdiden teşekkür ederim ..