Mesajı Okuyun
Old 07-02-2010, 00:09   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat talep etme hakkı sadece zarar görene aittir. Bir görüşe göre yansıma yoluyla manevi tazminata hükmedilmesine olanak bulunmadığı, Borçlar Kanununun 47. maddesinin anlatım ve amaç itibariyle ancak zarar görenin ölümü halinde yakınlarına manevi tazminat ödenmesi öngörüldüğünden anılan maddenin bu olaya uygulanması düşünülemedeği , ancak ğenel bir nitelik taşıyan Borçlar Kanununun 49. maddesi ile kişilik haklarına saldırı halinde manevi tazminata hak kazanıldığı ileri sürÜlmektedir. Bu görüş Yargıtay kararlarında da ifadesini bulmaktadır ki şu şekildedir " kişilik hakları kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini koruyan haklar olup duygusal ve sosyal kişilik değerlerini içerir. O halde müvekkilinizin yaralanmasının O'nun eşi, çocuğu, annesi, ablası ve babası bakımından duygusal değerlerine saldırı kapsamında olup-olmadığı üzerinde durulması gerekir. Başka bir anlatımla kişinin kendisinin değil de yakının yaralanması durumunda olayın kendisine özgü ağırlığının ve özelliğinin BK.nun 49. maddesinin uygulanmasını zorunlu kılan olguların kanıtlanması durumunda yaralanan kişinin yakınlarının da zarar gördüğünün kabulü gerekir"

Somut olaya bakıldığında bahsettiğiniz yaralanma oldukça önemli boyutta olup, bu durumda yukarıda açıklanan koşullarının oluştuğu, eş, çocuk, anne , baba ve abla yönünden ömür boyu sürecek bir üzüntüye yol açacak biçimde kalıcı sakatlık ve ağır bir yaralanmanın söz konusu olduğu,BK.nun 49. maddesinin koruduğu değerler bakımından kişilik haklarına saldırı teşkil edecek düzeyde bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Bu bağlamda müvekkilinizin yaralanması nedeniyle yakınlarının manevi tazminata hak kazandıklarını düşünüyorum. Özellikle cinsel fonksiyon kaybı eş yönünden manevi tazminatın hiç tartışmasız kabulünü gerektirir nitekiktedir.
Diğer yandan ,cismani zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu öğretide ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse bir kişinin cismani zarara uğraması durumunda, onun (ana, baba, karı, koca gibi) çok yakınlarından birinin de ayın eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa (örneğin eyleme uğrayan yakın kişi %100 iş göremez duruma gelmişse) onlarında manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmektedir. Bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara uğrama söz konusudur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.4.1995 gün ve 1995/11-122,1995/430 23.9.1987 gün ve E. 1987/9-183 K. 1987/655 sayılı kararları da aynı esaslara dayanmaktadır. Bu da ikinci görüştür.
Ben her ki görüş uyarınca da yakınları için manevi tazminatın şartlarının oluştuğu düşünüyorum.
Diğer sorunuza gelince,ölüm meydana gelmediği için yaralanan kişinin yakınları destekten yoksun kalma talep edemezler. BK.'nun 45/2. maddesinde bu husus"
Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazımgelir" şeklinde ifade edilmiştir.
Borçlar Yasası 46. maddesi gereğince vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan maddi zararın da tazmini gerekmektedir. Müvekkilinizin olay nedeniyle %%75 oranında maluliyete uğradığınu belirtmektesiniz. Yasadığı sürece hayatını idame ettirmek için, maluliyeti nedeniyle maddi zarara uğradığı açıktır. Bu nedenle, O'nun yaşı ve yaşam tarzı itibariyle ne miktar gelir elde edebileceği belirlenmeli, bu belirlemeye göre O'nun çalışma gücü kaybından doğan sürekli işgöremezlik zararı hesaplanmalıdır. Bu konuda zararlandırıcı eylemin özelliğine göre zamanaşımı sürelerini de dikkate alarak ve fazlaya ilişkin haklarınızı saklı tutarak pilot dava açabilirsiniz. Olayın oluş biçimine göre kusurlu araç sürücüsüne, işletinine, aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısına (yolcu taşıma ilişkisi kapsamında meydana gelmiş ise zorunlu taşımacılık sigortacısına) maddi tazminat davası açabilirsiniz.
Ayrıca müvekkiliniz için yardımcı kişi (bakıcı) tazminatı da alabilirsiniz. Çünkü devamlı olarak bir bakıcının yardımına muhtaç hale gelir şekilde malul olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay'ın n yerleşmiş içtihatlarına göre, yardımcı kişinin bir tam günün 1/3'üne isabet eden çalışmasıyla zarar görenin ihtiyaçlarını karşılayabileceği, dolayısıyla yardımcı kişi tazminatının hesabında bir tam günün anılan oranına isabet eden mesaisinin karşılığı ücretin nazara alınarak tazminatın belirlenmesi esası da kabul edilmektedir.
KOLAY GELSİN,İYİ ÇALIŞMALAR.