Konu: Usul Hukuku
Mesajı Okuyun
Old 01-02-2010, 18:14   #12
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

öncelikle cevaplarınız için teşekkür ederim. Sn Murat AN çok doğru bir tespitte bulunmuşsunuz. (Yapılan tebligatın usulsüzlüğü konusunda)açıkçası her konuda yargıtay kararı arama konusuna kesinlikle karşı olmama rağmen, ne yazıkki bu konuda tam bir uygulama ve karar birliği olmadığından , karar arama ihtiyacı duymak zorunda kalıyorsunuz malesef. Ben yine de bu konuda ulaştığım bir yargıtay kararını faydalı olacağını düşündüğüm için aktarmak istiyorum.
Yargıtay Kararları
275
İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/41
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2007/25124
Karar No. 2007/35726
Tarihi: 28.11.2007
 MEMURLAR İÇİN ÖN GÖRÜLEN
İKRAMİYEDEN İŞÇİ STATÜSÜNDE ÇALIŞAN
DAVACININ YARARLANAMAYACAĞI
 MİKTARLARI BELİRLENEBİLEN
ALACAKLAR İÇİN AÇILAN EK DAVALAR İÇİN
AYRI AYRI VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLEMEYECEĞİ
ÖZETİ: Davacı lehine kurulan ikramiye alacağının
dayanağı 4792 sayılı kanunun 17. maddesidir. Bu
madde 3. fıkrasında "... Kurumun memur
statüsündeki kadrolu personeline… İkramiye
verilir." şeklinde düzenleme vardır. Oysa davacı
talebi, Mahkeme kabulü ve Hukuk Genel Kurulu
Kararına göre davacının işçi statüsünde çalıştığı kabul
edilmektedir. Ayrıca davacı ile yapılan sözleşmelerde
ikramiye ödeneceğine ilişkin bir düzenleme yoktur.
Bu nedenle ikramiye alacağının reddine karar verilmesi
gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır
Davacı bir kısım işçilik alacakları için kısmi dava
açmış, daha sonra alınan bilirkişi raporu üzerine ek
dava ile fazlaya ilişkin saklı tuttuğu talepleri için ek
dava açmıştır. Mahkemece ek dava dilekçesi davalı
tarafa tebliğ edilip, yargılama yapılmak suretiyle
davalı tarafın savunması ve varsa zamanaşımı defi
hususunda beyanı alınmadan tensiple birleştirme
kararı verilmiştir. Bu uygulama usule aykırı
olduğundan açılan kısmi dava dilekçesindeki
miktarlar esas alınmak suretiyle sonuca gidilmesi
gerekirken ek davadaki miktarlara da karar
Yargıtay Kararları
276
verilmesi hatalıdır. Kabule göre miktarı
belirlenebilen alacaklarla ilgili kısmi dava açılıp
daha sonra ek dava ile miktarın belirlenmesi
durumunda dava açma hakkı kötüye
kullandırıldığından TMK 2. maddesi uyarınca "
hakkın kötüye kullanılamaması" kuralı göz önüne
alındığında ek ve ek davalar için ayrı ayrı vekâlet
ücretine karar verilmesi de isabetsiz bulunmuştur
DAVA: Davacı, fazla mesai, döner sermaye alacağı ile ikramiye alacağının
ödetilmesine, karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde
davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği
konuşulup düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici
sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendinlerin kapsamı dışında
kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı lehine kurulan ikramiye alacağının dayanağı 4792 sayılı kanunun 17.
maddesidir. Bu madde 3. fıkrasında "... Kurumun memur statüsündeki kadrolu
personeline… İkramiye verilir." şeklinde düzenleme vardır. Oysa davacı talebi,
Mahkeme kabulü ve Hukuk Genel Kurulu Kararına göre davacının işçi statüsünde
çalıştığı kabul edilmektedir. Ayrıca davacı ile yapılan sözleşmelerde ikramiye
ödeneceğine ilişkin bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ikramiye alacağının reddine karar
verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.
3-Davacı bir kısım işçilik alacakları için kısmi dava açmış, daha sonra alınan
bilirkişi raporu üzerine ek dava ile fazlaya ilişkin saklı tuttuğu talepleri için ek dava
açmıştır. Mahkemece ek dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilip, yargılama yapılmak
suretiyle davalı tarafın savunması ve varsa zamanaşımı defi hususunda beyanı
alınmadan tensiple birleştirme kararı verilmiştir. Bu uygulama usule aykırı
olduğundan açılan kısmi dava dilekçesindeki miktarlar esas alınmak suretiyle
sonuca gidilmesi gerekirken ek davadaki miktarlara da karar verilmesi hatalıdır.
Kabule göre miktarı belirlenebilen alacaklarla ilgili kısmi dava açılıp daha sonra ek
dava ile miktarın belirlenmesi durumunda dava açma hakkı kötüye
kullandırıldığından TMK 2. maddesi uyarınca "hakkın kötüye kullanılamaması"
kuralı göz önüne alındığında ek ve ek davalar için ayrı ayrı vekâlet ücretine karar
verilmesi de isabetsiz bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten
BOZULMASINA, 28.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.