Mesajı Okuyun
Old 31-01-2010, 23:06   #3
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlar,
Sitede okuduğum bazı mesajlarda, özellikle de karışık bir durum söz konusu ise sonucu merak ediyorum. O nedenle ben 2 yıl önce yukarıdaki mesaj ile aktardığım ve pek de ayrıntılı cevap bulamadığım bu dosyayla ilgili son durumu aktarmak istiyorum.

Bu içinden çıkılması güç durumda, aradan geçen 1 yılı aşkın sürede bir yere varıldı. Olayla ilgili dumanı tüten kapsamlı Yargıtay kararını buraya aktarıyorum. Ben kendi dosyamda emsal karar ararken o kadar sınırlı veriye ulaştım ki aktaracağım kararın, bu tip durumlarla karşılaşan meslektaşlarıma faydalı olmasını diliyorum. Gerek İİK gerek TTK gerekse HUMK açısından önemli bir karar olduğu düşüncesindeyim.


T.C. YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ

2009/4218 E.

2009/6856 K.

16.12.2009

Karar : Davacı Şirket dava dilekçesinde, 21.10.1999, 20.02.2000 tarihli sözleşmeler ve ek protokollerle taşeron olarak üstlendiği ... Üniversitesi altyapı, üniversite arıtma tesisi ile belediye arıtma tesisi arasındaki kanalizasyon bağlantısı işinde sözleşme ve ek protokollerinde birim fiyatlar ve hesaplamaların şekil ve şartları belirtilmesine rağmen buna aykırı hesaplamalarla daha az bedel ödendiğini, yaptığı işlerin bir kısmının hakedişlerde gösterilmediğini, bazı iş kalemlerinin bedellerinin sözleşme şartları dışında eksik ödendiğini ileri sürerek BK 105. maddesi kapsamındaki haklarını da saklı tutarak ... TL alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.


Mahkemece HUMK'nın 409/V maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar davacı müflis şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taşeron şirket tarafından davalı yüklenici şirket aleyhine temyize konu eldeki davanın açılmasından sonra, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .. E. ... K. sayılı ilamı ile davacı şirketin iflasına karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin ... tarihinde kesinleştiği dosyaya ibraz edilen mahkeme ilamından anlaşılmaktadır. Davacı şirketin iflasına karar verildikten sonra, aynı mahkemenin .. E. .. K. sayılı ilamı ile müflis şirket hakkındaki iflasın kapatılmasına karar verilmiş, bunun üzerinde de mahkemece "davacı şirketin iflasının kapatılmasına karar verildiği, böylece davacı şirketin tüzel kişiliğinin son bulduğu, bu kapsamda davacı şirketi vekil sıfatıyla temsil yetkilerinin son bulduğu" gerekçesiyle önce 22.10.2008 tarihinde "davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına" daha sonra davacı şirketin yenileme isteminin 21.01.2009 tarihinde reddine karar verilip, 28.01.2009 tarihinde de 3 aylık süre içerisinde yenilenmediğinden HUMK 409/V. maddesi gereğince "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmiştir.

İİK 166. maddesi gereğince iflas kararının iflas dairesine bildirilmesi üzerine iflas dairesinin müflis mallarının defterini tutması gerekir. (İİK m.208) Tutulan defter kayıtlarına göre iflas masasına girecek haczi olanaklı hak, alacak ve hiçbir mal bulunmazsa, iflas dairesi tasfiyenin tatiline karar verir ve bu kararı ilan eder. (İİK m.217) İlan tarihinden itibaren 30 gün içinde alacaklılar tarafından tasfiye masrafları karşılanarak tasfiyeye devam edilmezse iflas idaresinin talebi üzerine iflasa karar vermiş mahkemece "iflasın kapatılmasına" karar verilir ve bu karar ilan edilir. (İİK m.254) Tasfiyenin tatili nedeniyle iflasın kapatılmasına karar verildikten sonra masaya dahil edilmesi gereken mal veya hak ve alacağın bulunduğunun saptanması durumunda iflas dairesi, iflasın kapanmasına karar veren mahkemeden "iflasın kapanması kararının kaldırılmasını veya tasfiyenin devamını" ister.

Somut olayda da müflisin iflasın açılmasından önce müflis tarafından açılmış alacak davasının bulunduğunu saptayan iflas idaresi, iflasın kapatılması kararının kaldırılmasını ve tasfiyenin devamını istemiş, Ankara ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 21.04.2009 tarihli ...E. ... K. sayılı karar ile "iflasın kapatılması hakkındaki kararın kaldırılmasına ve tasfiyenin devamına" karar verilmiştir.

İİK 184. maddesi gereğince, iflasın açılması ile birlikte müflis borçlunun haczedilebilen tüm malları, hak ve alacakları iflas masasına dahil olur. Diğer yandan, iflasın açılması ile müflis borçlunun iflas masasına dahil olan hak ve alacakları ile malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıntıya uğrar ve alacaklılara karşı hükümsüz olur. (İİK m.184, 191) Bu yasal nedenlerle, iflas açıldıktan sonra masaya giren tüm mal, hak ve alacaklara ilişkin dava açılması ve açılmış davanın takibi iflas idaresine aittir. (İİK m.194) Bu husus kamu düzeni ile ilgili olduğundan mahkemece, doğrudan gözetilmesi gerekir. Ancak, iflas idaresi oluşmamış ise asıl resmi iflas organı olan iflas dairesi, iflasın kapatılması kararı kaldırılmış olduğuna göre, tasfiye işlemlerini yürütmekle ödevlidir. (İİK m.222) Yasal temsile yetkili olması sebebiyle de İİK'nın 194. maddesi gereğince durdurulan ve müflisin davacı veya davalı olduğu hukuk davalarını araştırmak, davaları takip etmek, iflas dairesinin görevleri dahilindedir.

Somut olayda, iflas dairesi davanın takibi için bizzat müflise yetki vermiştir. İflas dairesinin, müflise davayı yürütme yetkisini vermesi doğru olmamıştır. Çünkü masa ile ilgili davalar hakkındaki takip yetkisi iflas dairesine aittir ve müflisin dava ile ilgili tasarruf yetkisi yoktur. Ancak İİK'nın 245. maddesi gereğince alacaklı ya da alacaklılara sadece çekişmeli hakkın ve dolayısıyla davaların takibi yetkisi devredilebilir.

Diğer yandan, dava sırasında taraflardan birinin iflas ettiğinin anlaşılması halinde mahkemece, iflas idaresine tebligat yapılması zorunludur. Davada taraf teşkili sağlandıktan sonra da İİK'nın 194. maddesi gereğince madde hükmünde istisna olarak sayılan davalar dışındaki müflisin davacı veya davalı olduğu davalara bakan mahkeme, bir ara kararı ile davaların ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar durdurulmasına karar vermesi gerekir.

Yine somut olay bakımından mahkemece Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne 11.06.2008 tarihinde davacı şirketin sicil kaydının bildirilmesi için müzekkere yazılmışsa da müzekkere cevabı beklenmeksizin davanın işlemden kaldırılması kararı verilmiştir. Müflis şirketin ticaret sicilinden terkin olunması durumunda, iflas dairesi, müflisin ihyası için gerekli hukuksal işlemleri de yapmalıdır. (Yargıtay 11. HD. 15.03.1993 gün 1992/555 E. 1993/1765 K., 15. HD. 07.06.2007 gün 2007/3400 E. 2007/3889 K., 15. HD. 22.05.2009 gün 2008/2805 E. 2009/2999 K.)

Tüm bu sebeplerle, mahkemece yukarıda açıklanan yargısal işlemlerin yapılmasının gerektiği gözetilmeden HUMK'nın 409 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan hukuksal sebeplerle, müflisin davayı takip yetkisi yok ise de tasfiyeden sonra artan değerin müflise iadesi ve müflisin buna yönelik hakkının korunması gerekeceğinden ve dolayısıyla müflis hukuki himaye ihtiyacında olduğundan, kararı temyizde böylece hukuki yararı bulunduğundan temyiz itirazlarının kabulüyle kararın temyiz eden müflis yararına BOZULMASINA, 16.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.