30-10-2006, 14:28
|
#5
|
|
Arkadaşlar , konunun burada tartışıldığını bilmiyordum
Burada tartışılması gereken mesele ,
Tapuda aile konutu olduğu hususunda şerh olmayan ve tapuda aile konutu olup olmadığı belli olmayan g.menkulün diğer eşin rızası olmadan iyiniyetli olarak iktisap edilip edilemiyeceğidir.
Yani Aile konutu şerhi Bildirici bir şerhmidir. Yoksa Kurucu bir şerh midir. Hiç bir şekilde tapudan anlaşılamıyacak bir durum da üçüncü şahsın hukuki durumu sonradan eşler arasında çıkacak başkaca problemlerden dolayı neden etkilensin.
Haberdeki Hukuk Genel Kurulu kararında sanki şerhin bildirici olduğu ve tapuya şerh verilmemiş olmanın önemli olmadığı gibi bir sonuç çıkartmıştım. Fakat bu durumda eşlerin kötüniyetli olmaları ve anlaşmaları halinde üçüncü şahısların hakları zedelenmiyecek midir. Bu durumda konut alımlarında ilerde sorun yaşamamak için mutlaka eşin de bulunması ve rızasının olduğuna dair beyanını almak zorunluluk arzedecektir.
Hukuk Genel Kurulu Kararında sanki ,
Şerhin bildirici olduğu bu şekilde 3 - 4 ve sonraki kişilerin iyiniyetli olsalar bile mülkiyet hakkını iktisap edemeyeceği gibi bir sonuç çıkmaktadır. Bu çözüm tarzı kanatime göre daha büyük sorunlar doğuracak gibime geliyor. Ben bu çözüm şekline katılamıyorum. Çünkü eşlerden birinin katılma payı alacağı olsa bile bu durum eşe mülkiyet hakkı vermemekte ve tazminat alacağı olarak hakkını aramak sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda tapu iptal edilince ne olacak . Mülkiyet tekrar eşe dönecek . Yani Mülkiyet sahibi olmayan eş başka birinin lehine karar elde etmiş olacak . Bu çözüm şekli bana mantıklı gelmedi. Tabi kararın aslını görmediğimizden bu yorumu yapıyoruz. Belki kararda ve somut olayda başkaca ayrıntı ve incelikler vardır.
Saygılarımı sunarım. Av. Erdal
|