Mesajı Okuyun
Old 26-01-2010, 13:08   #2
Av. Ayşegül Okçu

 
Varsayılan

Sayın Çiğdem,

müvekkilinizin dava konusu taşınmazı devir alabileceğini düşünüyorum. Ancak bu devir işleminin M.K. madde 706 gereğince resmi şekilde yapılması gerekir. Yani müvekkiliniz taşınmazı, davacı A'dan satış vaadi sözleşmesi ile devir almalıdır. Bu satış vaadi sözleşmesini ekleyerek ilgili mahkemeye bir dilekçe ile başvurabilirsiniz.
Bu konuda bir Yargıtay kararını aşağıda ekliyorum.

Fakat yerel mahkemece karar verilmiş ve kararın temyiz edilmiş olması sebebiyle Yargıtay tarafından bozulabilir kanaatindeyim. Yerel mahkeme kararı içerik itibariyle hukuka uygun olsa dahi temlik sebebiyle işlem yapılması için (karardan sonra davadan feragattekine benzer şekilde) bozma kararı verilebilir. Bu da davanın uzamasına sebep olabilir.

Farklı bir yol olarak, dava konusu taşınmazı satış vaadiyle devralmanız, karar kesinleşip taşınmaz A adına tescil edildikten sonra satış vaadi nedeniyle tapuda devir işlemlerini yaptırmanız da düşünülebilir. Umarım faydalı olur, iyi çalışmalar.

T.C.


YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/7777

K. 1995/8453

T. 7.6.1995

• DAVA SIRASINDA DAVA KONUSU TAŞINMAZIN MALİK DEĞİŞTİRMESİ ( Yeni Malikin Davayı Yürütmek İstediğini Mahkemeye Bildirmesi )

• YENİ MALİKİN DAVAYA KATILMASI ( Taşınmazı Devreden Kimsenin Hak ve Yetkilerini Kullanması )

1086/m.186

ÖZET : Dava görülmekte iken; dava konusu taşınmazın bir başka kişiye devredilmesi ve yeni malikin de davayı yürütmek istediğini, bir dilekçe ile mahkemeye bildirmesi halinde, devralan kimse, devreden davacının yerine geçerek, onun hak ve yetkilerini kullanabilir. Bu durumda; işin esası incelenerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
DAVA : Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmazın ( müddeabihin ), dava görülmekte iken, bir başka kişiye devredildiği kayden sabittir. Öte yandan, devralan yeni malik adına vekalet olan vekilin davayı yürütmek isteğiyle dilekçe verdiği de anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, bu durumda devralan kimse, devreden davacının yerine geçer, onun hak ve yetkilerini kullanabilir. Hukuk Usulünün 186. maddesinden çıkan anlam da budur. Ayrıca, kararlılık kazanmış yargısal uygulama da aynı doğruluktadır. Davalının oturum zaptına geçen beyanı değinilen ilkenin gözetilmesinde sonuca etkili olamaz. O halde işin esasının incelenmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın reddedilmesi, isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.6.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
yarx