29-10-2006, 20:33
|
#14
|
|
Sayın Akpunar,
Davada sayın Kum'un anlattığı kadarıyla, tek tek menfi tespit davasına konu çekler değil, "kredi ilişkisi" tartışılmış ve global olarak alacak-verecek hesabı yapılmış. (haklarını saklı tuttuklarını belirttikleri çekler açısından bireysel olarak o çekler için davanın menfi tespit davası olarak görüşüldüğünü ve dolayısıyla istirdata konu edilebilmeleri ihtimali sözkonusu değil, ancak bu kredi ilişkisinin tartışıldığı menfi tespit davası neticesinde verilen hükmün, dava sonrası tahsil edilen çekler bakımından, bilahare açılmış olması gereken BK.m.62 ye dayalı iade davası anlamında önemli bir delil olacağı da tartışmasız)
Benim aklıma takılan tek nokta şu: Davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olarak görüşülmesi esnasında, bir yıllık öğrenme süresinin başlangıcının ne kabul edilmesi gerektiği noktası.
Yanıtımda menfi tespit davasının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl dedim.
Ama ek bilirkişi raporunun tebliğ tarihi de beni düşündürmüyor değil. Çünkü sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı görüşülen davada , önceki menfi tespit davasının başı sonu, mebfi tespit ve istirdat davalarındaki usul, bizi ilgilendirmiyor.
Sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılabilmesi için, kişinin , gerçekte ödemesi gerektiğine inandığı bir borcu ödemesi, bilahare ödemesi gerekmediğini, iade alacaklısı olduğunu öğrenmesi gerekiyor. Gerçekten olayda da ek bilirkişi raporuna dek, kişi sonraki çekleri ödemesi gerektiği inancında. Ama raporla birlikte alacaklı çıkarıldığını öğrenmiş oluyor, dolayısıyla, BK.m.62 çerçevesinde görüşülecek dava için işlemeye başlayacak saatin,ek raporun tebliğ edildiği an olduğu da düşünülebilir diye tereddüt ediyorum açıkçası.
|