Mesajı Okuyun
Old 21-01-2010, 09:30   #8
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Faturadan doğan para borçları için yetkili icra dairesi ve mahkeme meselesi çözümü gittikçe zorlaşan bir hal almakta.Akdi ilişkinin açıkça inkarı halinde mahkemenin bu ilişkinin varlığını araştırması ve yetki itirazını bu araştırma sonucuna göre bir karara bağlaması mı gerektiği yoksa bu açık ve ısrarlı inkar karşısında yetki itirazını kabul mu etmesi gerekeceği tartışılabilir.
Eğer Özgür Bey'in kabul ettiği çözümde ve eklenen HGK kararına konu olayda yerel mahkemece yapıldığı gibi akdi ilişkinin varlığının araştırılması ve buna ilişkin delillerin toplanması halinde bir yerde işin esasına da girilmiş hatta çoğu zaman işin esasının da -belki de yetkisiz bir mahkemece sonuçlandırılmış olması- sakıncası doğmuyor mu?Zira bu araştırma sonucu mahkemece akdi ilişkinin var olmadığı sonucuna varılırsa dava icra dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine şeklinde(alacak davası ise mahkemenin yetkisizliğine şeklinde)sonuçlanıyor,ancak karar taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığı dolayısıyla davacının alacağına dayanak yaptığı faturanın keşide edilmesine neden olan ilişkinin aslında bulunmadığı tespitini içeriyor.Bu halde dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesinde, itiraz halinde mahkemenin bu ilk karardaki tespit ortada iken işin esası bakımından davacının faturadan dolayı alacaklı olduğunu kabul edip davayı kabul etmesi olası mıdır?
Sorular uzatılabilir.Ancak kısa yoldan akdi ilişkinin açıkça inkarı halinde artık bunun varlığı yokluğu araştırılmadan alacak faturaya(sözleşmeye)dayanıyorsa doğrudan yetki itirazının iptali talebi reddedilerek dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verilmelidir diyerek bu sakıncaları ortadan kaldırmak daha yerinde mi olur?