Mesajı Okuyun
Old 20-01-2010, 15:02   #6
avukat mustafa aladağ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/21845
Karar: 2006/23064
Karar Tarihi: 05.12.2006
TAK
İBE İTİRAZ DAVASI - SÖZLEŞMENİN YERİNE GETİRİLECEĞİ YER - SÖZLEŞMENİN İCRA OLUNACAĞI YERİN FATURADA YAZILI OLMAMASI - ALACAKLININ BORCU İÇİN KENDİ İKAMETGAHINDA TAKİP BAŞLATABİLMESİ
ÖZET: Olayda faturada yazılı malların dayanağı sözleşmenin icra olunacağı yer faturada yazılı olmadığından, alacaklı, anılan para borcu için kendi ikametgahında takip başlatabilir. O halde, mahkemece borçlunun yetki itirazının kaldırılarak, faize itirazın yöntemince incelendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetki itirazının kaldırılması isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

(2004 S. K. m. 336) (1086 S. K. m. 10)
Yukar
ıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
İcra takibinin dayanağı faturadaki malların teslim edilmediği yönünde bir iddiada bulunulmamıştır. Aksine borçlu icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde, fatura bedelinin ödendiğini ileri sürmek suretiyle faturayı ve faturadan kaynaklanan ilişkiyi kabul etmiştir. Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinde (icra dairesinde) dava açılabilir, takip yapılabilir (H.M.U. K.'nun m.10).
Sözleşmenin yerine getirileceği yer ise, ilk önce, tarafların açık veya örtülü isteğine göre belirlenir. Bu hususun anlaşılamadığı hallerde sözleşmenin yerine getirileceği yer, Borçlar Kanunu'nun 73.maddesine göre saptanmalıdır.
Ayrıca, İ.İ.K.'nun 50/1.maddesinin 2. cümlesine göre de; (davalının bulunması koşulu aranmaksızın) takip, akdin yapıldığı yer; icra dairesinde başlatılabilir.
Somut olayda faturada yazılı malların dayanağı sözleşmenin icra olunacağı yer faturada yazılı olmadığından, Borçlar Kanunu'nun 73/1 ve H.U.M.K.'nun 10.maddesi gereğince; alacaklı, anılan para borcu için kendi ikametgahında takip başlatabilir.
O halde, Mahkemece borçlunun yetki itirazının kaldırılarak, faize itirazın yöntemince incelendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetki itirazının kaldırılması isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 05.12.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları