Mesajı Okuyun
Old 18-01-2010, 13:40   #8
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Derim ki “Herkes her an adam öldürmek istiyor.” Şimdiye kadar öldürmeyi aklınızdan geçirdiğiniz insanları listeleyiniz. Listenin sandığınızdan uzun olduğuna hayret etmeyiniz.

Sayın Konyalı? Endişelenmeli miyiz?? (Doğrusu şu ki hayatım boyunca hiç kimseyi öldürmek aklımın ucundan geçmedi. )

Yukarıda bu konuya getirdiğim eleştiri de mahkumların tehlikeliliği noktasında değil, uygulamanın mahkumlar aleyhine yaratacağı psikolojik tahribatla ilgiliydi. Yani ilk mesaja rağmen, onların penceresinden düşündüm refleks olarak. Çünkü zaten mahkum edilmiş ve cezasını çekmekte olan birilerinden söz ediyoruz. Burada "Uygulamanın hatasına" , infaz yönteminin bazen ne denli adaletsiz olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Üstelik bu adaletsizlik, bizatihi adaletin uygulayıcıları eliyle hayata geçiriliyorsa...

Lise yıllarında olduğuma göre sene 1986-1989 zamanları olmalı. Gökçeada Adalet Bakanlığı tesislerinde, gün boyu kumsalda güneşlenip, denize girip "Yorulmuş" ve bronzlaşmış hakimlere, savcılara, onların kimisi ziyadesiyle şımarık çocuklarına, mahkumlar yemek servis ederdi, ne içeceklerini sorar, kimisi üzerine hizmet beğenisizliği nedeniyle azarlanır, yerine başkası getirilirdi.

Bilmiyorum dünyanın başka bir ülkesinde böylesi bir ceza infaz anlayışı, mahkum psikolojisini bu nedenli hırpalayıcı -Ve dahi yeniden suç işlememek yönündeki dayanıklılığını sorgulayıcı!- bir başka uygulama var mıdır?

Sorun mahkumların cezaevi dışında kamu hizmetinde çalıştırılmalarında değil de, çalıştırılacakları hizmetin yer ve niteliğinde. Ve elbette, ıslah amacına uygun yeniden topluma kazandırma noktasında, ruh sağlıklarıyla ne kadar ilgilenildiğinde.

Saygılarımla...