Mesajı Okuyun
Old 15-01-2010, 13:58   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lawyersoylu
Sayın meslektaşım cevabınıza teşekkür ederim. Sizin de belirtmiş olduğunuz gibi henüz vadesi gelmemiş bir alacak söz konusu olduğu halde ihtiyati haciz kararının gerekçesinde "ALACAĞIN VADESİNİN GELDİĞİ" ibaresi yer almaktadır ve karar bu şekilde verilmiştir.

Acaba menfi tespit-istirdat davasının icrasıyla ilgili yanlış bilgi sahibiyiz de doğrusunu sadece bu kararı veren mahkeme heyeti mi bilmekte?

Bundan yaklaşık 10 yıl kadar önce Anadoluda tek Asliye mahkemesi bulunan bir ilde Asliye hukuk mahkemesi "fatura" ya dayalı bir alacak için İhtiyat-i Haciz kararı vermişti. İtirazımızı da ret etmişti. Borçlu işyeri olan, faal ticaret yapan bir esnaftı. Tüm malları haczedilip, muhafaza altına alınmış ve ticaret yapamaz hale sokulmuştu.

İhtiyat-i Haczin uygulanması aşamasında Alacaklı, alacağı için icra takibi yolunu -itirazımız takibi durdurur üşünecsiyle- seçmemiş aynı mahkemede dava yolunu tercih etmişti. Bu mahkeme Temyiz'den karar bozulana kadar da tüm itirazlarımızı reddederek, Haczi kaldırmadı... Yargıtay kararı bozdu da müvekkil sıkıntıdan kurtuldu. Daha sonrasında ise biz haksız ihtiyati haciz nedeniyle tazminat davası açıp, kazandık. O ayrı ama epeyce zarar görmüştü müvekkilimiz.

Ne yazık ki bu tür kararlar verilebiliyor. Kambiyo senedine dayalı olarak ihtiyati haciz almak için bile kırk takla atılan memlekette fatura ile ihtiyati haciz kararı verildiğine de şahit olmuştuk. Adalet adına üzülmemek elde değil.