Alıntı: Yazan Hakkaniyet Sayın Meslektaşlarım, Bir konuda fikrinizi almak istiyorum. Müvekkilim kaskosuz aracını kazaya karışması sebebiyle, yaklaşık 2 ay önce servise bırakıyor. Serviste kendisine tüm hasarlar için bir rakam söyleniyor. Bunun da araç teslimi sırasında ödeneceği belirtiliyor. Bu arada bazı parçalar yurt dışından geleceği nedeniyle araç acil tamiri yapılıp müvekkile teslim ediliyor. Bir süre sonra beklenen parçanın geldiği, aracı getirmesi halinde takacakları söyleniyor. Müvekkil ilk araç teslimi sırasında yarıdan fazla ücreti ödemiş. 2 sefer gittiğinde kendisinden ekstra yüklü bir miktar talep ediliyor. Müvekkil de ödemiyor. Araç serviste alıkonuluyor. Aracın içinde müvekkilin şahsi eşyaları var. Bunlar da kendisine verilmiyor. Ben şu aşamada ilgili servise ihtar çektim. Aracın hukuka aykırı zapt edildiği ve teslimi konusunda. Ancak ilerleyen günlerde emniyete karşı suistimal ve taz. davalarını birlikte mi açmalıyım, yoksa önce savcılığa suç duyurusnda mı bulunmalıyım onu kestiremedim. Ya da sizin aklınıza gelen başka bir yol var mı?? Sonuçta müvekkil miktar konusunda kandırılmış, servisin bir alacağı var ise de bunu aracı zapt ederek değil, hukuki yollardan araması gerekirdi. Yani en azından bakiye için takip açılabilirdi. Ben karşı tarafın yaptığı işlemin hukuka aykrı olduğu, TCK 155,158 maddelerinin uygulanabileceğini düşünüyorum. Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Sn. Hakkaniyet;

Konu, acaba 4721 s. Medeni Kanun madde 950 vd. hükümleri ile ilgili olabilir mi?

Alıntı: B. Hapis hakkı I. Koşulları Madde 950 - Alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebilir. Zilyetlik ve alacak ticari ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılır. Alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zilyetliğin iyiniyetle kazanılmasının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olur.