Mesajı Okuyun
Old 13-01-2010, 12:24   #4
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.bozkara
2008 yılı ekim ayında borçlunun aracına yakalamalı haciz şerhi konulmuş, yakalama ise 2009 un ekim ayında gerçekleşmiştir. ancak arac üzerinde yakalamadan sonra herhangi bir fiili haciz gerçekleşmemiştir. araç satışı halen dahi istenmemiştir. Alacaklı vekili yakalama gerçekleşmeden satış isteyemeyeceği için bu zaman zarfında satış istemediğini iddia etmektedir. bu iddia benim incelemelerime göre gerçeklik arz etmiyor. Zira fiili ve kaydi haciz arasında fark yok her halükarda 1 yıllık süre işler. Ama emin olmak istedim. Alacaklı vekilinin iddiasında gerçeklik payı olabilir mi?

Saygılarımla

Merhabalar;

Sn. Bozkara aracın yakalanmamış olması nedeniyle fiili haciz yapılamamış olsa bile bu durum satış istenmesine engel değildir. Bu nedenle de 1 yıllık sürenin kesilmesi veya durması gibi bir sonuç doğmamalıdır. Yasa metni "hacizden itibaren" der:

İİK md. 110:

Alıntı:
Madde 110 - Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar.

İİK md. 106/1:

Alıntı:
Madde 106 - Alacaklı haczolunun mal taşınır ise hacizden nihayet bir sene ve taşınmaz ise nihayet iki sene içinde satılmasını isteyebilir.

ve Yargıtay kararı:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/8171
Karar: 2005/12286
Karar Tarihi: 08.12.2005

Dava: Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı vekili dava dışı borçlu Yusuf Yılmaz'a ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde hacizlerinin İİK.nun 106 ve 110 ncu maddesi uyarınca düştüğünden bahisle, haciz tarihi daha sonra olan davalıya üst sıranın verildiğini, oysa İİK.nun 87 ve 102/I nci maddesi uyarınca aracın fiili haczi yapılmadığını ve satış istemenin usul ekonomisine uygun düşmeyeceğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili davacı yanın haczinin İİK.nun 106 ve 110 ncu maddeleri gereğince düştüğünü bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İcra Mahkemesi'nce İİK.nun 106 ncı maddesi uyarınca hacizden itibaren bir yıl içinde taşınırların satışının istenmesi gerektiği, aksi takdirde aynı yasanın 110 ncu maddesi uyarınca haczin düşeceği, fiili haciz yapılmamış olmasının da bu durumu değiştirmediği ve davacı haczinin açıklanan durum karşısında düşmüş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Sonuç: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK.nun 366 ncı maddesi uyarınca ONANMASINA, 8.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla...