Mesajı Okuyun
Old 12-01-2010, 18:56   #9
Avukat Tekin

 
Varsayılan

Yargıtay HGK nun Konkordato için verdiği şu kararı da ilginize sunmak ve görüşlerinizi almak isterim. Bu karar kıyasen İflas Ertelemeye de uygulanabilir kanaatindeyim çünkü karar içeriğine göre ihtiyati haciz işlemi bir takip muamelesi sayılmıyor.
İflas Ertelemesi kararı ya da tedbir kararı alan bir firmaya ihtiyati haciz yapıalbilir diye düşünüyorum. Bu konuda elinde bir karar olan meslektaşımız varsa ve burada paylaşırsa çok sevinirim.

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

E:2000/12-49
K:2000/94
T:16.02.2000

İHTİYATİ HACZİN İCRA TAKİBİ SAYILAMAYACAĞI
KONKORDATO MÜHLETİ
ŞİKAYET

Konkordato müddeti içinde "rehinli alacaklar müstesna olmak üzere borçlu aleyhine hiçbir takip . yapılamaz; evvelce başlamış takipler durur", ihtiyati haciz ise alacaklıların haklarını temin için borçlunun mallarına konan tedbir olup icra takibinden veya açılacak davadan öncede uygulanabilir. Takip muameleside sayılamı-yacağından; şikayetin reddine karar verilmesi gerekir.

2004 s. İİK. m. 35, 42, 58, 264, 257, 289
6762 s. TTK. m. 662
1086 s. HUM K. m. 101

TaRaflar araşınbaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Adana ikinci icra Hakimliği)nce davanın kabulune dair verilen 23.2.1999 gün ve 1999/379 E- 291 K.sayılı kararın incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesinin 14.4.1999 gün ve 1999/3779-4743 sayılı ilamı ile; (...İhtiyati haciz kararı İİK.nun 289. maddesinde rehinli alacaklar müstesna olmak üzere mühlet içinde hiçbir takip yapılamaz ise de, ihtiyati haciz kararı tedbir niteliğinde olduğundan ve takip muamelesi sayılamayacağından mühlet, ihtiyati hacze karar verilmesine ve uygulanmasına engel sayılamayacağından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı banka vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İKK.nun 289. maddesinde "rehinli alacaklar müstesna olmak üzere, mühlet içinde borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur..." hükmü getirilmiştir. Anılan maddede, konkordato mühleti içerisinde yasaklanan husus icra takibidir. İcra takibinin niteliği ve ne zaman başlamış sayılacağı ilamlı icra hakkında İcra İflas Kanununun 35. maddesinde, ilamsız icra hakkında aynı Kanunun 42. maddesinde gosterilmiştir. Ayrıca İİK.nun 58. maddesinde de takip talebinin nasıl yapılacağı genel olarak belirtilmiştir.
İhtiyati haciz ise; İİK.nun 257. ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenmiş "rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan, mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından" borclunun mallarının ve haklarının uzerine konulan tedbir niteliginde bir islemdir. İİK.nun 264. maddesinde "ihtıyati haczi yaptıran alacaklının 7 gün içerisinde takip talebinde bulunması veya dava açması zorunluluğunu içeren" hükümden de anlaşılacağı üzere ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı hukuki düzenlemeler olup ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenlerle, ihtiyati haciz icra takip işlemi olmayıp yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan ve HUMK.nun 101. ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri daha etkili bir tedbir işlemi olduğundan İİK.nun 289. maddesinde öngörülen takip yasağından sayılamaz. ihtiyati haczin TTK'nun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler arasında belirtilen takip talebi niteliğinin bulunmadığı, bu işlemlerin ayrı hukuki sonuclar doğuracağı, dolayısı ile zamanaşımını kesmeyeceği, Hukuk Genel Kurulunun 22.6.1966 T.E.İc. 805,
K. 475 sayılı kararında kabul edilmiş olup uygulama da bu dogrultudadır. Sozu edilen Hukuk Genel Kurulu kararı ve zamanasımı hususundaki uygulama da ihtiyatı haczin icra takip işlemi olmadığı hususundaki görüşün doğruluğunu kanıtlamaktadır.
Öte yandan, somut olayda, ihtiyati haciz kararı mahkemece kaldırılmamış olup, borçlunun konkordato isteminden vazgeçmesi sebebi ile Adana Onikinci Tetkik Merciinin 5.5.1999 tarih, 1999/2338-2312 sayılı kararı ile konkordato mühleti kaldırıldığından ihtiyati haciz uygulamasının borçlunun konkordato projesini sonuçsuz bırakacağından söz edilemez.
Aksinin kabulü ile ihtiyaten haczedilen malların borçluya iadesi halinde ihtiyati haciz hakkı mahkeme kararı ile belirtilen alacaklının zararının oluşacağı da açıktır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek- halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 16.2.2000 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Kaynak:YKD - 2000/12 - Sayfa:1811