Mesajı Okuyun
Old 11-01-2010, 12:15   #5
Adli Tip

 
Varsayılan

YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2008/3706
Karar Numarası: 2008/30561
Karar Tarihi: 10.11.2008

DAVA: Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B.Kar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı vekili, davacı işçinin 15.05.2006 tarihinde işe başladığını, ancak sigorta girişinin 28.12.2006 tarihinde bildirildiğini, 7 ay sigortasız çalıştırıldığını, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan 30.04.2007 tarihinde feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı işveren vekili, davacının işyerinde altı aylık kıdeminin bulunmadığını, iş sözleşmesi ve giriş bildirgesinde davacının imzasının bulunduğunu, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece savunmaya değer verilerek, davacının imza ettiği belgenin anlamını bilecek durumda olduğu, imzaladığı kabul edilen giriş bildirgesi ve belirli süreli iş sözleşmesi ile davalı tanık anlatımları dikkate alındığında işyerinde 6 aylık kıdeminin bulunmadığı, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildirimin yapıldığı tarihte aynı işverene ait işyeri veya işyerlerinde fasılalı da olsa iş ilişkisine dayalı kıdeminin en az altı ay olması gerekir. Kanunda kıdemin esas alındığı haklarda, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izinlerde kıdem başlangıcı için, iş sözleşmesinin yapıldığı tarih değil; işçinin eylemli olarak işe başladığı tarih gözönünde tutulduğu için iş güvencesine ilişkin kıdemin başlangıcında da işe başlama tarihinin dikkate alınması uygun olacaktır. Bu konuda sözleşme ve sigorta giriş bildirgesi yazılı belge ve kural olarak bağlayıcı nitelikte olsa bile eylemli başlangıç daha önce ise tanık ve her türlü delille kanıtlanabilir. Zira işçinin işveren karşısında ekonomik açıdan zayıf olduğu iş sözleşmesinin kuruluşunda ve devamında işverene hukuken bağımlı olduğu tartışmasızdır. İşçi işverenin otoritesi altında ve onun emir ve talimatları ile iş görür. Denetim altındadır. İrade serbestliği yoktur. Ancak fesihle bağımlılık ortadan kalkar. Dolayısı ile iş sözleşmesi devam ederken, işveren tarafından sunulan kayıtları, işi kaybetmeme korkusu ile imzalamak zorunda kaldığı belgelere itibar etmemek gerekir.

İş yargılamasında çalışma olgusunu ve hizmet süresinin ispat yükü, genel ispat kuralı gereği iddia eden işçiye aittir. Davacı vekili davacının davalı işyerinde, 15.05.2006-30.04.2007 tarihleri arasında çalıştığını iddia etmiş ve tanık dahil bir takım delillere dayanmıştır. Nitekim davacı tanıklarından biri olan ve komşu işyerinde çalışma olgusu belgelenen tarafsız tanık, davacının işyerinde Mayıs 2006 tarihinde işe girdiğini ve 6 aylık kıdeminin olduğunu belirtmiştir. Davacının işyerinde 6 aydan fazla çalışmasının olduğu ve iş güvencesi hükümlerinden yararlanması gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.

Davacı işçinin iş sözleşmesi, görülen lüzum üzerine, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca davalı işveren tarafından feshedilmiştir. Davalı işveren fesih bildiriminde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca fesih sebebini açık ve kesin olarak bildirmemiştir. Gerçekleştirilen fesih geçerli nedene dayanmamaktadır. Davanın kabulü gerekir.

4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;

1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,

3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,

4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,

5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

6. Davacının yapmış olduğu 93.00 YTL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 500-YTL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,

Kesin olarak 10.11.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak: legalbank