Mesajı Okuyun
Old 11-01-2010, 11:24   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/4125
Karar: 2004/4149
Karar Tarihi: 14.09.2004

ÖZET : Davanın tarafları tacirdir. TTK'nun 83/2. maddesine göre, taraflardan biri hasmının ticari defterleri kapsamını kabul edeceğini ve sadece hasmının ticari defterlerine delil olarak dayandığını beyan ederek delillerini mahkeme huzurunda bu şekilde sınırladığını bildirip HUMK'nun 151/son hükmüne göre de bu açıklamasını imzası ile onayladığı takdirde sadece karşı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılabilir ve bu defterlerdeki kayıtlar tarafların leh ve aleyhlerine delil sayılabilir. Somut olayda da; davacı vekili, tek delil olarak davalının ticari defterlerine dayandığını bildirmiştir. Mahkemece davalıya, sonuçları açıklanmak ve ilgili ticari defterlerine davacının münhasır delil olarak dayandığı da bildirilmek suretiyle ticari defterlerini mahkemeye sunması için uygun süre de verilerek yazı gönderilip tebliğ olunması; sunulduğunda bilirkişi aracılığıyla defterler üzerinde inceleme yapılması ve defter kayıtlarına göre sonuca varılması; aksi halde ise davacıya iddiasının doğruluğu hakkında bir yemin verilerek eda edilmesi halinde iddiasının doğru ve sabit olduğunun kabulü ile hüküm verilmesi gereklidir.

(6762 s. TTK m. 82, 83, 86) (1086 S. K. m. 151/son)

Dava: Hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği, konuşulup düşünüldü:

Karar: Dava, icra ve iflas Kanunu'nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, icra takibine borçlu davalının vaki itirazlarının iptali istemine ilişkindir.

Davacı vekili, davalının müvekkili davacıdan almış olduğu mallar ve verilmiş olan servis hizmetleri sonucunda 748.000.000.- TL borçlu olduğunu ileri sürerek, davalı hakkında işlemiş temerrüt faizi de dahil toplam ( 1.290.432.000 ).-TL alacağın ödetilmesi istemiyle ve adi takip yoluyla icra takibinde bulunmuş ve takip borçlusu davalının yasal süresi içindeki itirazı sonucu takip durmuştur ( İİK. md. 62, 66 ). Davacı ise takip konusu ( 748.000.000 ).-TL tutarındaki asıl alacağa yönelik borçlu davalı itirazının iptali istemiyle hak düşürücü nitelikteki süresi içinde bu itirazın iptali davasını açmıştır.

Davanın tarafları tacirdir ( TTK. md. 18 ). Ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterler, Türk Ticaret Kanunu'nun 82 ve izleyen maddelerinde gösterilen şartlar kapsamında yasal delil olarak kabul edilir. Kural olarak, mahkemece davanın taraflarının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması gerekir. Ancak, TTK'nun 83/2 ve 86. maddelerinde öngörülen koşulların oluşması durumunda tek taraflı ticari defter incelemesi yapılabilir ve delil sayılabilir. TTK'nun 83/2. maddesine göre, taraflardan biri hasmının ticari defterleri kapsamını kabul edeceğini ve sadece hasmının ticari defterlerine delil olarak dayandığını beyan ederek delillerini mahkeme huzurunda bu şekilde sınırladığını bildirip HUMK'nun 151/son hükmüne göre de bu açıklamasını imzası ile onayladığı takdirde sadece karşı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılabilir ve bu defterlerdeki kayıtlar tarafların leh ve aleyhlerine delil sayılabilir.

Somut olayda da; davacı vekili mahkemeye sunduğu 06.06.2002 günlü dilekçesinde tek delil olarak davalının ticari defterlerine dayandığını bildirdiği gibi, 02.05.2003 günlü oturumda da aynı nitelikteki açıklamasını imzası ile onaylamıştır.

Saptanan ve hukuksal durum bu olunca da; mahkemece sonuçları açıklamak ve davalıya ilgili ticari defterlerine davacının münhasır delil olarak dayandığı da bildirilmek suretiyle ticari defterlerini mahkemeye sunması için uygun süre de verilerek yazı gönderilip tebliğ olunması; sunulduğunda bilirkişi aracılığıyla defterler üzerinde inceleme yapılması ve defter kayıtlarına göre sonuca varılması; aksi halde ise davacıya iddiasının doğruluğu hakkında bir yemin verilerek eda edilmesi halinde iddiasının doğru ve sabit olduğunun kabulü ile hüküm verilmesi gerekirken, davacının davasını kanıtlamadığı gerekçesiyle ve noksan soruşturma sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının temyiz itirazlarının kabulüne ve hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14.09.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları