Mesajı Okuyun
Old 22-10-2006, 01:26   #7
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Kooperatif Ortağı/Haciz

Söylediğim gibi bir yorum

Ancak aktardığınız karardaki yorum "3. şahıslardaki hak ve alacakların haczedilmesi ilkesine" aykırı düşer ve hakkın kötüye kullanılmasının önünü açar.

Böyle bir yormun yasanın temel istemlerine aykırı olduğunu düşünüyoru. Tasfiyeden söz edildiğinde bundan mutlaka şirketin tasfiyesi anlaşılmaması gerekir. (Kooperatif de bir şirkettir.) Ayrılmak isteyen ortağın payının da tasfiye konusu olabileceğini düşünüyorum. Bir önceki yazımda anlattığım düşünceler de bunu bu ifademin gerekçelerini oluşturmaktadır.

Yargıtay kararında da belirtildiği üzere "faiz ve gelir gider farkları" ile "kooperatifin tasfiyesi halinde düşecek payı" haczedebilirsiniz.

Peki karara göre bu nasıl olacak. Koopertifin tasfiyesi halinde düşen payı nasıl haczedeceksiniz?

Bence şu anda hissenin tasfiyesi "faiz ve gelir gider farklarından" oluşan alacağın tarafınıza ödenmesi istemi ile eş değerdir ve mümkündür.

Kooperatifin tasfiyesinden sonra düşecek payın haczini isterseniz bu tasfiyeyi beklemek zorundasınız. Ancak "mahkeme kararı olamksızın" ibaresinden yola çıkarak Yargıtay kararından da anladığım kadarı ile icra müdürlüğü haciz yazısı yanında devrin önlenmesi konusunda da bir karar vermiş. İcra müdürlüğünün böyle bir yetkisi yoktur. Hisse haciz şerhi ile devredilebilir. Ama haciz şerhi işlenmek zorundadır.

Sonuçta oradaki hak da 3. şahıs nezdinde (kooperatif) olan bir alacak hakkıdır. İİK bunu yasaklamamıştır.

Yukarıda açıkladığım düşünce çerçevesinde bu hakkın nakde dönüştürülmesi mümkündür.

Bence Yargıtay'ın bu kararı "tasfiye payı" tanımlamasına yüklenen anlamdan kaynaklanmaktadır ve yanlıştır. Nasıl kişi kooperatiften istifa ederken hakkını en geç üç yıl içinde alabiliyorsa alacaklının da bu olanağa sahip olması gerekir.

Aksine bir düşüncenin hukukun temel ilkelerine aykırı bir yorum olduğu kanısındayım. Düşünün adamın bir ekonoik değeri var. Yaşamı için zorunlu değil ve İİK gereğince haczi yasaklanmamış. Buna rağmen adam gözünüzün içine bakarak "malım var ve kaçırıyorum, ben kötü niyetli bir borçluyum" diyor. Burada haczin yasaklanması hukukun temel ilkelerine aykırıdır. Kötü niyet korunamaz.

Yargıtay kararına rağmen yorumumda ısrarlıyım. Bence yapılması gereken son bilançoya göre payının hesaplanarak size öednmesidir. Böylece pay tasfiye edilmiş ve tasfiye payı da size ödenmiş olacaktır. Bunun için kooperatifin tasfiyesine gerek olmadığı kanısındayım. Burada borçlunun istifa ederek alabileceği bir paranın size ödenmemesinin hiç bir mantıklı gerekçesi yoktur. Kaldı ki hisse bir ekonomik hakkı ifade etmektedir ve bunun haczini engelleyen bir kural da yoktur. Ben daha önce hisse haczettim. Biraz uygulamadan kaynaklanan bir sorun. Ama hukuki davranışın benim düşüncelerim doğrultusunda olması gerektiğini düşünüyorum.

Saygılarımla.