Mesajı Okuyun
Old 28-12-2009, 18:33   #4
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.telat
sayın meslektaşım yanıtların için teşekkür ederim.
öncelikle müvekkilim borçlu olduğun inkar etmiyor. o sebeple menfi tesbit açmayı düşnmüyoruz.

ikincisi çekte tahrifat ile ilgili ne davası ve nerede açbiliriz
Çekin teminat çeki olduğu ve takibe konulamayacağından bahisle anılan çek için borçlu olunmadığının iddia edildiği dava menfi tespit davasıdır.

Nihayetinde sonuç ve istem kısmında "... tarihli ve ... bedelli çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitine..." şeklinde bir talepte bulunmanız icap eder, diye düşünüyorum. Sözü edilen 5 günlük şikayet süresi de zaten "borcun olmadığı..." hususlarına ilişkin şikayetleriniz içindir:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/2765
Karar: 2005/12127
Karar Tarihi: 06.12.2005

Dava: Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, icra takibine konu edilen çekin ön yüzünde de yazılı olduğu gibi teminat çeki niteliğinde olduğunu, taraflar arasındaki kira sözleşmesi nedeniyle kira bedellerinin ve mecurla ilgili giderlerin teminatı olarak verildiğini, davalının müvekkilinden herhangi bir alacağı olmadığı halde çeke dayalı haksız takibe girişildiğini ileri sürmüş ve 13.12.2003 keşide tarihli 3.000.000.000.-TL.lık çek nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tesbitine, % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, derdestlik ilk itirazında bulunmuş ayrıca davaya konu çekin kira ilişkisi ile alakasının olmadığını, ipotek borcunun müvekkili tarafından ödenmesi nedeniyle çekin alındığını belirterek davanın reddiyle % 40 tazminatın davacıdan tahsili gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece derdestlik itirazı yerinde görülmemiş, teminat senedinin davalı savunmasında belirtildiği gibi ipoteğe karşılık olarak verilmediği, davacının talebinde haklı olduğu gerekçeleri ile davacının çek nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine, % 40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Yerel mahkemenin gerekçesinde dava konusu çekin iddiaya konu kira sözleşmesinin teminatı olarak verildiği kabul edilmiş ise de, bu sonuca ulaşılmasını gerektiren hukuki sebeplerin neler olduğu kararda gösterilmemiştir. Çek üzerinde <teminat çekidir> şeklinde bir kayıt var ise de, neyin teminatı olduğu belirli olmadığı gibi bu husus ayrı bir belge ile de kanıtlanamamıştır. Mücerret <teminat> kaydı çekin kambiyo senedi vasfına etkili değildir. Davacının teminat iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekir. Mahkemece bu yönler düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Ayrıca; çekteki keşide tarihi hanesinde yapılan değişiklik kesideci tarafından yapılmamışsa bu husus; 5237 sayılı TCK md. 204 anlamında "Resmi Belgede Sahtecilik" (veya md. 207 anlamında "Özel Belgede Sahtecilik") suçuna dair olduğundan Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet yolu ile başvurabilirsiniz.

Saygılarımla...