Mesajı Okuyun
Old 28-12-2009, 15:46   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Ceza Dairesi

Esas: 2004/11267
Karar: 2006/3167
Karar Tarihi: 18.04.2006

2863 SAYILI KANUNA MUHALEFET SUÇU - İZİNSİZ DEFİNE ARANMASI - ESERLERİN SATIŞI KONUSUNDA İSTİHBARAT ELEMANLARIYLA PAZARLIK YAPIP YAPMADIĞI - OLUŞTURULACAK BİLİRKİŞİ KURULUNCA YENİDEN İNCELEME YAPILMASI GEREĞİ

ÖZET: Somut olay 2863 sayılı kanuna muhalefet suçuna ilişkindir. Vekalet ücretinin katılan hazine yerine vekili lehine hükmolunması isabetsizdir.

(1412 S. K. m. 150, 257) (5271 S. K. m. 225) (2863 S. K. m. 23, 24, 25, 64) (765 S. K. m. 36) (5083 S. K. m. 2) (5237 S. K. m. 7) (5252 S. K. m. 9) (5320 S. K. m. 8)

Dava: 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa muhalefet suçundan sanıklar Salih Boz, Ahmet Boz, Hıdır Sönmez, Durali Ünlü'nün yapılan yargılamaları sonunda, sanıklar Salih ve Ahmet'in izinsiz define aramak, sanık Salih'in ayrıca izinsiz kültür varlığı ticareti yapmak suçlarından beraatlerine, sanık Hıdır ve Durali'nin haber verme yükümlülüğüne aykırı davranmak, yine bu sanıklar ile sanık Ahmet'in izinsiz kültür varlığı ticareti yapmak suçuna eksik teşebbüs suçlarından mahkumiyetlerine dair Silifke Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 01.05.2003 gün ve 2002/39 Esas, 2003/105 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık Durali müdafii, sanık Hıdır ile katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının onama-bozma 15.12.2004 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: I- Katılan vekilinin sanıklar Ahmet Boz ve Salih Boz hakkında izinsiz define aramak suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde:

Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin eksik inceleme yapıldığına, suçların sabit olduğuna ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,

II- Katılan vekilinin sanık Salih Boz ve Ahmet Boz hakkında izinsiz kültür varlığı ticareti yapmak, sanık Durali Ünlü müdafii ile sanık Hıdır Sönmez'in haber verme yükümlülüğüne uymamak ve izinsiz kültür varlığı ticareti yapmaya eksik teşebbüs suçlarından kurulan hükümlere yönelen temyiz itirazlarına gelince;

1- Talimat yoluyla bilgisine başvurulan zabıt mümzi Akın Ergün'ün sanıklar ile suça konu eserlerin pazarlığını 91/50 sicil numaralı Mustafa Özcan'ın yaptığını belirtmesine göre; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde saptanabilmesi bakımından, anılan tutanak tanığı dinlenerek hakkında beraat kararı verilen sanık Salih'in eserlerin satışı konusunda istihbarat elemanlarıyla pazarlık yapıp yapmadığı ve suça ne şekilde katıldığı konusundaki bilgisi sorulup, sonucuna göre bu sanığın hukuki durumunun tayin ve taktiri gerektiği gözetilmeden eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,

2- Hükmün konusu iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, sanıklar Durali Ünlü ve Hıdır Sönmez hakkında izinsiz define araştırmak ve izinsiz kültür varlığı ticareti yapmak suçlarından dava açıldığı, haber verme hükümlülüğüne aykırı davranmaktan açılmış dava bulunmadığı gözetilmeden iddianame dışına çıkılarak bu suçtan da sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmek suretiyle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 1412 Sayılı CMUK. nun 150 ve 257.(5271 sayılı CMK. m.225) maddelerine aykırı davranılması,

3- 2863 Sayılı Kanunun 25 inci maddesi, 4 üncü madde uyarınca Bakanlığa bildirilen ve 23 üncü maddede belirlenen taşınır kültür ve tabiat varlıklarının tasnif ve tescile tabi tutulacağını öngörmüştür. Tasnif incelenen taşınır kültür ve tabiat varlığının korunması gerekli olup olmadığının belirlenmesidir. Bu tasnif sonucunda korunması gerekli görülenlerin belge ve envanter listeleri düzenlenmek suretiyle tescili yapılır, bunların birer nüshası müze dosyalarında muhafaza edilir. Devlet müzelerinde bulunması gerekli görülenler usulüne uygun biçimde ve 64 üncü maddede yazılı koşullar uyarınca müzelere alınırlar. Müzelere alınmasına gerek bulunmayanlar ise yukarıda açıklanan belgelerle sahiplerine iade olunur.

Bu itibarla bir taşınır kütür varlığının hem tescil dışı olması ve hem de müzede korunması gerekli değer taşıması mümkün değildir. Zira tescil dışı bırakılan varlıklar korunması gerekmeyen ve bu nedenle 2863 Sayılı Kanunun kapsamı dışında kalan kültür varlıklarıdır.

Hükme esas alınan 9.4.2002 günlü bilirkişi raporunda ise I, II, III, Grup olarak nitelendirilen eserlerden I. Grupta yer alan toplam 142 adet sikkenin tasnif ve tescil dışı etüdlük eser olarak korunmaları gerektiği belirtilmiştir. Bu belirlemenin kendi içinde çelişkili olduğu gözetilerek, öncelikle suça konu taşınır kültür varlıkların tümü üzerinde üniversitelerin arkeolo£i ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşturulacak bilirkişi kuruluna yeniden inceleme yaptırılarak, her bir eserin yukarıdaki açıklamalar ışığında korunması gerekli taşınır kültür varlığı olup olmadıklarının kesin olarak saptanması, tescil dışı başka bir deyimle 2863 Sayılı Kanun kapsamına girmemeleri halinde sanıkların beraatine, aksi halde mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken kendi içinde çelişkili bulunan yetersiz rapora dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

4- 2863 Sayılı Yasanın 24. maddesi uyarınca suça konu taşınır kültür varlıklarının <Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi Tescili ve Müzelere Alınması Hakkında Yönetmelik> hükümleri uyarınca işlem yapılmak üzere müzeye tevdiine karar verilmesi gerekirken, 765 Sayılı TCK. nun 36. maddesine göre müsaderesine karar verilip, idarenin taktir hakkını da kısıtlayacak şekilde Silifke Müze Müdürlüğü'ne tevdiine karar verilmesi,

5- 20.04.2004 gün ve 47/101 Sayılı Ceza Genel Kurulu kararında belirtildiği üzere vekalet ücretinin katılan hazine yerine vekili lehine hükmolunması, yasaya aykırı;

6- Kabule göre de;

Hükümden sonra, 01.05.2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5335 Sayılı Yasanın 22. maddesi ile 5083 Sayılı Yasanın 2. maddesine eklenen son fıkra uyarınca, bir Yeni Türk Lirasının altında kalan tutarların atılmasında ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 Sayılı Kanunla değişik 5252 Sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca; anılan Kanunlar değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanık Durali müdafii ve sanık Hıdır'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK. nun 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.04.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları