Mesajı Okuyun
Old 25-12-2009, 16:09   #2
emi_shn

 
Varsayılan

Avukatlık kanunu m. 36 gereği avukatın sır saklama görevi vardır. Yine m. 62 gereği avukatın görevini kötüye kullanması sözkonusu olduğunda TCK 257 uygulanır hükmü mevcuttur. Ancak bence bu durumda üzerinde durulması gereken avukatın iddianameyi mahkemeye sunmasının sır saklama yükümlülüğünü ihlal edip etmeyeceğidir. Nihayetinde açıklanacak sır müvekkilin şahsi veya maddi olarak zarara uğramasına sebep olacak ve açıklanmaması gereken sadece avukatla müvekkili arasındaki bir olgu mu sorusu sorulmalı. Bu durumda müvekkil hakkında bir ceza davası olmasının avukatın açtığı ücret alacağı davası ile ilgisi olmadığı kanaatindeyim. Ayrıca iddianamenin mahkemeye sunulmasının sır saklama yükümlülüğünün ihlali olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta mahkeme salonunun önüne asılan duruşma listelerinde sanık isimleri yer alıyor ve bakan her vatandaş şu duruşmada şu kişi sanık durumdaymış diye bunu açıkça görebilir ve o kişinin hakkında ceza davası açılmış olduğunu öğrenir,yani bunun sır niteliğinde olmadığı görüşündeyim.