Mesajı Okuyun
Old 25-12-2009, 11:23   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

THS Şerhinde bulunan şu Yargıtay Kararı tam olarak sizin olaya uygundur: http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=2895

Alıntı:
Yargıtay 13 HD. 2008/56E. 2008/6260K. İçtihat


Üyemizin ÖzetiYeni kurulan şirket ile bir önceki borçlu şirket kayden iki ayrı tüzel kişilik olarak görünse de, bu durum fiili birleşmenin söz konusu olduğu hallerde anlam ifade etmez. Özellikle borçlu şirket ile aynı işyerinde sonradan kurularak faaliyetine farklı bir unvanla devam eden yeni şirketin söz konusu olduğu durumlarda ve borcun tahsilini engellemeye matuf fikri birliktelik arzedecek girişimlerinin gözlemlendiği hallerde, fiili birleşme temelinde TTK.146-152. maddeler ila BK.179. hükmü uygulanarak, farklı unvan taşıyan yeni kurulan şirket de borçtan mesul tutulmalıdır.
(Karar Tarihi : 7.5.2008)

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, eşi Sacide'nin 20.07.1998 tarihinde Özel Batman Ş ... Hastanesi'nde doğum yaptığını, bir süre sonra rahatsızlanarak 02.08.1998 tarihinde öldüğünü, ölüm olayı ile ilgili olarak (Batman Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi)'ne 2005/1331 esaslı, doktor kusuruyla ilgili olarak davalı doktor Ayten ve Özel Ş ... sağlık Hizmetleri A.Ş. (Özel Batman Ş ... Hastanesi) aleyhine açtığı tazminat davasının kısmen kabul edildiğini, mahkeme ilamının Yargıtay denetiminden geçerek 28.02.2007 tarihinde kesinleştiğini, ilamın icrası için başlattığı icra takibinde davalı borçlu Özel Batman Ş ... Sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin (Özel Batman Ş ... Hastanesi) adresine 29.05.2006 tarihinde hacze gidildiğini, hastane yetkililerinin gösterdiği vergi levhasında Özel Batman Ş ... Hastanesi'nde faaliyet gösteren şirketin davalı S... Sağlık Hizmetleri A.Ş. olduğu, Özel ş ... Sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin faaliyette bulunmadığı bildirilerek haciz işleminin yapılamadığını, oysa ki ilam borcundan S ... sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin sorumlu olması gerektiğini, Özel Batman Ş ... Hastanesi'nin 25.10.1996 tarihinde kurulduğunu, Ticaret Sicilinde Özel Batman Ş ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. unvanı ile kaydının 08.11.1996 tarihinde yapıldığını, bu kez tabela ismi ve faaliyet adresi aynı kalmak kaydıyla 03.03.1998 tarihinde S sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin kurulduğunu, kurucu ortaklarının Özel Batman Ş Sağlık A.Ş., B ... Sağlık Tes. ve Tic. A.Ş., .. , vb şirketler olup, Özel Batman Ş sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin faaliyet adresinde aynı isimle çalışmaya başladığını, S ... Sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin kurucu ortaklarından olan ve en büyük hisse sahibi şirketin de Özel Batman Ş ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. olduğunu, ilama dayalı alacağının Batman İcra Müdürlüğü'nün 2005/1257 takip dosyasında takibi devam ederken bu kez Batman İkinci Noterliği'nce 28.09.2005 tarihinde S ... Sağlık Hizmetleri A.Ş.'deki beş kurucu şirket hisselerini özel şahıslara devrettiğini, bu hisse devirlerinin tamamen icra takibine konu edilen borçtan kurtulma amacıyla yapıldığını, hisse devirlerinin yapıldığı şahısların aynı zamanda kurucu şirketlerin ortakları olduklarını, işlemin muvazaalı olduğunu, kurucu ortakların tamamen Özel Batman Ş... Sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin kurucu ortakları olduuğunu ileri sürerek, davalı S ... Sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin de Batman Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/1331 esas, 2006/189 sayılı ilam borcundan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı, Özel Batman Ş... Sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin, ticaret sicilinde kayıtlı olup halen varlığını koruyan aktif ve faal bir şirket olup tamamen farklı bir şirket olduğunu, her iki şirketin ortaklarının ve yetkililerinin bir dönem aynı olmasının sorumluluk doğurmayacağını, hisse devrinden sonra bu şirketle bir ilgilerinin kalmadığını, savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, ilam borçlusu Özel ş ... Sağlık Hizmetleri A.Ş.'nin faaliyetine devam ettiği, ortaklık payı olarak S ... Sağlık Hizmetleri A.Ş.'den hisse satın aldığı, birleşme ve devir işleminin olmadığı, aynı hastanede faaliyet göstermelerinin borçlu şirketin hak ve yükümlülüklerinin S ... Sağlık Hizmetleri A.Ş.'ye geçtiğini göstermeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Batman Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/1331 esas, 2006/189 sayılı ilam alacağının takibi için Özel Ş ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. aleyhine icra takibi başlattığını, 29.05.2006 tarihli haciz aşamasında hastane bünyesinde faaliyet gösteren şirketin davalı S ... sağlık Hizmetleri A.Ş. olması nedeniyle takibinin sonuçsuz kaldığını, takip borçlusu şirket ile davalı şirketin aynı şirketler olduğunu, borçtan kurtulmak amacıyla muvazaalı kurulup hisse devirlerinin gerçekleştiğini ileri sürerek ilam borcundan davalı şirketin de sorumlu olması yönünde karar verilmesi için eldeki davayı açmıştır. İlam borçlusu şirket ile davalı şirketin faaliyet adresleri Ş ... Hastanesi olduğunda bir ihtilaf yoktur. Ş... Hastanesi 1996 tarihinde hizmet vermeye başlamış, ilam borçlusu şirketin 1996 yılında, davalı şirketin ise 03.03.1998 yılında kurulduğu, kurucu ortaklarının ilam borçlusu şirketin kurucu ortakları olduğu, bilahare davalı şirketin kurucu şirketleri hisselerini özel şahıslara devrettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. TTK 146-151 maddelerinde, şirket hisselerinin devri veya şirketlerin birleşmesi durumlarında önceki şirketin aktif ve pasifleri ile tümünün yeni şirkete geçeceği hükmü düzenlenmiştir. Dava konusu olayda davalı şirketle ilam borçlusu şirketin davacının alacağını almasını engelleme amacıyla fikir ve işbirliği içinde olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar kayden iki ayrı tüzel kişilik devam ediyor görünse de, bu durum fiili birleşme karşısında anlam ifade etmez. Faaliyet adresleri aynı olan şirketler iki ayrı hastanede değil, tek bir hastanede ticari işletmelerini sürdürmektedirler. Ticari işletmelerde devamlılık esas olduğundan, sonraki öncekinin devamı niteliğindedir. İlam borçlusunun borçlarından da TTK 146-152 maddeleri, BK 179 ve devamı maddeleri gereğince külli halefiyet kuralları gereğince davalı şirket sorumdur. Dosya kapsamından, davalı şirketin sırf davacının elde ettiği ilamın infazını engellemeye yönelik olarak ticari işletmeyi mevcut ticari unvanı altında sürdürdüğü de anlaşılmaktadır. Böyle olunca mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 07.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Üye Notu : Karar özeti tarafımdan yazılmıştır.