Mesajı Okuyun
Old 23-12-2009, 13:03   #4
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.efsun
borçlunun adresi de ödeme yeri de yok ve nakten ibaresi yazılmamış

Kararlardan...:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi

Esas: 2001/9313
Karar: 2001/9866
Karar Tarihi: 08.11.2001

Dava: Dava dilekçesinde 350.000.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davada, 350.000.000 lira alacak için düzenlenen kambiyo senedine mahsus icra takibine konu ( bononun ) lehdar hanesinin boş olması nedeniyle kambiyo senedi vasfını taşımadığı gerekçesiyle iptal edildiğinden bahisle alacağın faizi ile birlikte tahsili istenilmiştir.

Mahkemece satış aktine göre temel ilişkiye girilerek deliller toplanmaksızın davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı lehdar hanesi boş bırakılan ve bu nedenle TTK.nun 688/5 maddesine göre zorunlu şartlarından birinin yokluğu nedeniyle bono ( kıymetli evrak ) sayılmayan belgenin alacaklısı, davalı ise borçlusudur.

Davalı yatak almak üzere bu belgeyi imzalamış ise de yataklar teslim edilmediği için borcu bulunmadığını, davanın bu nedenle reddini savunmuştur.

Bono şeklinde düzenlenmekle beraber yasal unsurlarından biri noksan olduğu için bono niteliği taşımayan belgeye doğrudan doğruya dayanılarak alacağın varlığı hakkında hüküm kurulması mümkün değildir. Adi yazılı belge niteliği taşıyan belge, davalı tarafından verilmiş olduğundan HUMK.nun 292. maddesi anlamında yazılı delil başlangıcı sayılır. Bu da anılan temel borç ilişkisinin ispatı yolunda tanık dinleme olanağı sağlar.

O halde davacı tarafın temel borç ilişkisinin ispatı konusunda göstereceği deliller toplanıp hepsi birlikte değerlendirilerek ( gerektiğinde davacı tarafın yemin teklifi hakkı da hatırlatılarak ) sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 8.11.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.