Mesajı Okuyun
Old 17-10-2006, 14:35   #51
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yasaya göre eser şu şekilde tanımlanmıştır:

‘’Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini ifade eder. ‘’


Buna göre eserin mutlaka;

• İlim veya edebiyat,
• Musiki,
• Güzel sanatlar,
• Sinema eserleri

Sayılabilen fikir veya sanat ürünü olması gerektiği vurgulanmıştır.

O halde bu yasa çerçevesinde korunma ve hak iddia edebilmek için, eser olduğunu iddia ettiğimiz yukarıda sayılanlar arasında yer alan ürünümüzün mutlaka onu üreten olarak bizim özelliklerimizi taşıması gerekecektir. Başka bir ifade ile yasa ile koruma altına alınan husus fikrin esası değil, fikrin şekillendirilmiş halidir. Eseri meydana getirenin esas fikre verdiği kişisel anlam yada biçim ürünün eser sayılabilmesi için önem arz etmektedir.

Değerli üyeler,

Sayın Emekli Öğretmen Hasan Sancak Bey'in rüyasını yazıya aktararak şekillendirdiği "fikri" Noter'e tasdik ettirmesi olayını salt "rüya" olarak değerlendirmememiz doğru olur kanısındayım.

Eser'in tanımına baktığımızda ve düz yorumla: "Rüya" eser sayılamaz dememiz mümkündür. Ancak, sayın Hasan Sancak Bey "rüya" sında gördüğü bir düşünceyi yazıya kendi üslübu ve ifade şekli ile aktararak, düşünceyi şekillendirmiştir. Yazıda yer alan metin Hasan Sancak Beyin üslubu ve anlatımı ile dış dünyada tezahür etmiştir. Dolayısıyla Noter'e tasdik edilen metin dış dünyada "rüya" olarak değil, bir eser olarak şekillenmektedir.

Onun "rüya"sından esinlenerek yarattığı bir eser olarak metni değerlendirme zorunluluğu vardır.

Başka bir anlatımla bu olayda korunan olgu "rüya" değil, "rüya" dan esinlenerek metne dönüştürülen "eser" dir.

Saygılarımla..