Mesajı Okuyun
Old 17-12-2009, 16:39   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan onur_k
Sn. ALADAĞ,
Bu konuyu Baki KURU hocanın kitabından da detaylıca araştırdım ve bu aşamada bir tazminat talebinin mümkün olamayacağı belirtiliyor bunda sorun yok. Fakat şüphe uynadıran birşey var.
72/5 de "Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin" derken kanun koyucu acaba 72/1 deki "Borçlu, icra takibinden önce..." ifadesini unutuyor mu? Zira kişiye seçimlik bir hak tanınmış (önce veya sonra) diyerek.
İcra takibinden önceki bir safhada da esasında borçlu olduğu iddia edilen kişi bu davayı açmaya zorlanıyor. Nasıl mı? Kendisine alacaklı olduğunu iddia eden birinin baskısına ve tehditine maruz kalarak. Ve bu dava sonucunda lehine bir karar çıktığı, yani borçlu olmadığının tespit edildiği halde diğer kişinin bu davanın açılmasındaki haksız ve kötüniyetli rolü etkili değil mi?
Esasında bu soruyu sormaktaki asıl amacım, İİK' nda 2003 yılındaki esaslı değişikliklerle birlikte Yüksek Yargı nazarında bu yönde bir içtihad geliştirilip geliştirilmediğiydi. Teşekkürler
Sayın onur_k,

İtirazın iptali davalarında hükmedilen icra inkar ve kötü niyet tazminatı ile ortada bir takip olmaksızın doğrudan ikame olunan alacak davaları arasında bir kıyaslama yaparsanız yasakoyucunun amacını anlamak daha kolay olabilir (diye düşünüyorum )

Saygılarımla...