Mesajı Okuyun
Old 16-12-2009, 16:07   #2
para_doks

 
Varsayılan

öncelikle tazminat konusunda davayı kazanacağınızı düşünmekteyim.

görev konusuna gelince;
HGK 1990/4-320 SAYILI KARARI
'Öte yandan yine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre müddeabih birden fazla ise miktarının mecmua esas ittihaz olunur. Ancak bu hüküm bir kimsenin diğer bir kimseden çeşitli nedenlerden dolayı alacaklı olması halinde uygulanabilir.
Böyle bir halde alacaklı bütün alacaklarını borçlusundan tek bir dava ile isteyebilir. Buna objektif dava birleşmesi denir ki bu durumda görevli mahkeme bütün isteklerin toplamı üzerinden belirlenir. Buna karşılık objektif dava birleşmesi caiz olmadığı halde, birden fazla dava bir dilekçe ile açılmış ise mahkeme bu davaları birbirinden bağımsız olduğundan görev her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İnceleme konusu olan bu işte Bakanlık ve sürücüsünden ayrı bir diğer işleten ile sürücüsünden ayrı bir tazminat istenildiğinden objektif dava birleşmesi değil ihtiyarı dava arkadaşlığı vardır. O halde görev itirazında bulunan ve kendisinden tazminat olarak 250.000 lira istenilen davalı Bakanlık yönünden onun hakkındaki davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine ait bulunduğundan söz edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken delillerin bir dosyada toplanmasında yarar bulunduğundan bahisle görev itirazının reddine karar verilmiş olması usule aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 10.10.1990 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.'

Davanızı üç farklı kişiye karşı açmışsınız. Karara göre bu davada objektif dava birleşmesi sözkonusu değil. Sonuç kısmında ayrı ayrı değil de sadece müştereken ve müteselsilen demiş olsaydınız böyle bir sorun olmayacaktı diye düşünüyorum. Bu nedenle de temyiz etmenizin sonucu değiştirmeyeceği kanaatindeyim.

İyi günler.