|
Minareler ve Sigaralar
‘Sayın bayanlar ve baylar, uçağımızda sigara içmek yasaktır! Sigara içmek istiyorsanız, lütfen kapı önünde için!’
Mizah dozu yüksek yukarıdaki cümle Condor uçaklarından alınma; sigara içme yasağını en etkili şekilde yaşama geçiren, pardon yaşamı bitirmekle gerçekleştiren, bir cümle. Heribert Prantl’ın Süddeutsche Zeitung’daki ‘Minarette und Zigaretten (Minareler ve sigaralar) başyazısı üzerinde düşünürken gözüme takıldı cümle.
Minare ve sigara arasında ne gibi bir benzerlik var dersiniz?
Her ikisi de ince ve uzundur; birisi üstün bir mimari zeka ve yeteneğin ürünü, diğeri belirli durumlarda zerafetin ve yaşamdan zevk almanın sembolü olabilir; birinden semaya ezan sesleri, diğerinden havaya, türkülere mal olmuş duman yükselir.
Günümüz Avrupasının minare ve sigaraya verdiği ortak özellik her ikisinin de referandum konusu olması. İsviçre refrandumla minare yasağını anayasal bir kurum haline getiriyor, Almanya’nın Bavyera Eyaleti ise, yine referandumla, beliril yerlerde sigara içme yasağını anayasallaştırıyor. Prantl ‘refrandumu ‘ bir hayalete benzetiyor ve bu hayaletin politik olarak ne sağ kanada ne de sol kanada yerleştirilebileceğini belirtiyor. Sağda melek, solda şeytan cinsinden bir hayalet değil kısacası; sağı solu belli olmayan, vurunca pir vuran, insan hakkı, azınlık hakkı demeden önüne gelen tüm hakları yerle bir eden bir hayalet.
Referandum, dolaysız demokrasi, halk oylaması gibi değişik adlarla anılan mefhum, bazılarına göre asıl ve gerçek demokrasi, bazılarına göre ise hukuk devleti ve demokrasi için bir tehlike. Temel hak ve özgürlüklere ve azınlık haklarına saygı duyduğu zaman demokrasinin gelişmesine yol açar; egoist isteklerin ve önyargıların dümen suyunda gidince demokrasiyi ortadan kaldırır.
Prantl çoğunluğun, gerçek, doğruluk, normlara uygunluk anlamına gelmediğini belirtiyor ve sayısal demokrasinin asıl demokrasi olmadığını belirtiyor.
Galeyana gelip suçlu olarak gördükleri kimseleri linç eden, manipule edilip kendisinden olmayan ve kendisi gibi düşünmeyenleri yok etmeye çalışan ve milyonları yok eden çoğunlukları hepimiz tanıyoruz.
Medya haberlerine göre sağcı İsviçre Halk Partisi (Schweizerische Volkspartei=SVP) minare yasağından sonra 68 kuşağının saptırılmış politikası olarak değerlendirdiği aile ve eğitim konusunda, suç işlemiş yabancıların sınır dışı edilmeleri konsunda yeni referandumlara baş vurmak istiyor. Süddeutsche Zeitung’un konu hakkındaki başlığı: Schweizer Kreuzzug(İscviçre Haçlı Seferi )
Saygılarımla
|