Mesajı Okuyun
Old 10-12-2009, 14:04   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

2918 sayılı KTK'nun 109/2 nci maddesinde, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğmuş olması ve Ceza Kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağına dair hükmü uyarınca, olay hakkında uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Kaldı ki; KTK'nun 109 ncu maddesi ile Trafik Sigortası Genel Şartları' nın 17 nci maddesinde paralel düzenlemelere yer verilmiş bulunmaktadır. Kamu davasının düşmesi, cürümden zarar gören şahsın davadan vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada davacı hukuk-u şahsiyesini ayrıca muhafaza eylememiş ise artık hukuk mahkemesinde dahi dava edemez, hükmü eski 765 sayılı TCK'nın 111. maddesinde düzenlenmiş olup, zarar görenin hukuk davası dışında vazgeçmesinin hukuki sonuç doğurabilmesi için hem "vazgeçme kamu davası açıldıktan sonra hakim önünde gerçekleşmeli" ve hem de "bu vazgeçme ile kamu davası düşmeli"dir. Somut olayınızda vazgeçme olmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki vazgeçme olsa dahi davacının şikayetçi olmaması sonucu sanık hakkında açılan kamu davasının düşmesine ilişkin verilmiş bir karar dahi bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde ceza davasına katılan sıfatı ile katılmamak tazminat istenmesine engel teşkil etmez. Yeni TCK sisteminde ise vazgeçme ile kamu davası düşse bile tazminat haklarından açıkça vazgeçilmediği sürece tazminat davası açılmasına engel bir durum yoktur. Müsterih olunuz. İyi çalışmalar