Mesajı Okuyun
Old 10-12-2009, 10:08   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/480
Karar: 2006/3712
Karar Tarihi: 27.02.2006

ÖZET: Şikayetçi vekili tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemiştir. Bu istem süreye tabi olup, geçirilmesi halinde takibin kesinleşmesi sonucu ortaya çıkacaktır. Yani, gecikmesinde zarar umulan bir durumun varlığı tartışmasızdır. Mahkemece şirket adına vekalet verenin şirket temsilcisi olmadığı belirtildikten sonra, vekilin <vekaletname ibrazı için kesin süre talep etmediği> gerekçe gösterilmiş ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kesin süre vermek durumunda olan mahkeme olduğuna göre eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir.

(1086 S. K. m. 67)

Yukarıda gün ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

HUMK. nun 67/1. maddesi gereğince vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekil dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde Mahkeme <vereceği kesin bir süre içinde> vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekaletname verilmez veya aynı süre içerisinde asil, yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır ve yapılan işlemler hükümsüz kalır.

Somut olayda şikayetçi vekili tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemiştir. Bu istem süreye tabi olup, geçirilmesi halinde takibin kesinleşmesi sonucu ortaya çıkacaktır. Yani, gecikmesinde zarar umulan bir durumun varlığı tartışmasızdır. Mahkemece şirket adına vekalet veren Mihail Çelik'in şirket temsilcisi olmadığı belirtildikten sonra, vekilin <vekaletname ibrazı için kesin süre talep etmediği> gerekçe gösterilmiş ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Oysa ki, kesin süre vermek durumunda olan ve yukarda yazılı usul hükmünü uygulaması gereken mahkemedir. O halde, yukarda yazılı kurallar uygulanmadan eksik incelemeyle yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.02.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları