Mesajı Okuyun
Old 07-12-2009, 19:35   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Islahta talep sonucunun değiştirilemeyeceğine dair bir kural mevcut değildir.Talep sonucu tamamen veya kısmen değiştirilebilir. HUMK 82,88,89 maddeleri davacıya davasını tamamen ıslah ederek yeni bir dilekçe verme imkanı tanınmıştır. " davacı davasını tamamen ıslah ederek talep sonucunu değiştirebilir. " (B.KURU,R.ARSLAN,E.YILMAZ, Medeni Usul Hukuku,2006 sh:654)

Yargıtay kararları ile yasaklanan husus asıl dava muhafaza edilerek , o talebe , dava dilekçesinde yer almayan 2'nci bir olay ve talep eklenemez. Örneğin maddi tazminat istenmişken ona manevi tazminat eklenemez. Müd.Önlenmesi talep edilmşken ilaveten ecrimisil veya tazminat istenemez. Fakat diyelim ki müd.önlenmesi davası açıldı , dava sırasında davalının iyiniyetli olduğu ve kal'in fahiş zararı gerektireceği anlaşıldı .Burada davacı davasını tamamen ıslah ederek davasını tazminata dönüştürebilir. Tazminat davası müd.önlenmesi davasının yerine geçer.
Diye düşünüyorum.

""yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. "" ( aşağıdaki karardan)




T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/194

K. 2006/2652

T. 21.3.2006

• MANEVİ TAZMİNAT ( Maddi Tazminat İstemini İçeren Davada Islah Dilekçesi Verilerek Ayrıca Manevi Tazminat Talep Edilemeyeceği )

• ISLAH ( Islah Yoluyla Dava Konusu Olmayan Bir İstemin Dava Kapsamına Alınması Olanağı Olmadığı )

• DAVA KONUSU OLMAYAN BİR İSTEMİN ISLAH YOLUYLA DAVA KAPSAMINA ALINAMAYACAĞI ( Maddi Tazminat İstemini İçeren Davada Islah Dilekçesi Verilerek Ayrıca Manevi Tazminat Talep Edilemeyeceği )

• DAVA İÇİNDE ISLAHLA İKİNCİ BİR DAVANIN AÇILAMAYACAĞI ( Maddi Tazminat İstemini İçeren Davada Islah Dilekçesi Verilerek Ayrıca Manevi Tazminat Talep Edilemeyeceği )

1086/m. 83

ÖZET : Dava konusu olmayan bir istemin ıslah yoluyla dava kapsamına alınması olanağı yoktur.
Bu nedenle maddi tazminat istemini içeren davada, ıslah dilekçesi verilerek ayrıca manevi tazminat talep edilemez.
DAVA : Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 17.362,55 ITL. maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.03.2006 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflar adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi ve aynı gün Tetkik Hakimi B. Mustafa Şimşek tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara toplanan delililere kararın dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, iş kazası sonucu beden tamlığı bozulan davacı işçinin maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Yargılama sırasında davacı dava dilekçesini ıslah ile maddi tazminat miktarını artırmış ve ayrıca dava dilekçesinde yer almayan manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, manevi tazminata ilişkin açılmış bir dava olmadığı halde, ıslah dilekçesi ile manevi tazminat istemi dikkate alınarak, manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmesi yanlıştır. HUMK'un 83. ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunu değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur.
Islahta dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir. Bu nedenle "davacının ayrıca dava açma hakkı saklı kalmak üzere manevi tazminata ilişkin ıslah isteminin reddine" şekilde karar verilmesi gerekirken "davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 9.000.000.000 TL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm kurularak söz konusu ıslaha değer verilmesi doğru bulunmamıştır.
Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 400.00 YTL duruşma Avukatlık parasının istek halinde iadesine. 21.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.