Mesajı Okuyun
Old 07-12-2009, 10:35   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/5605
Karar: 2005/3692
Karar Tarihi: 14.04.2005

ÖZET: Mahkemece, sunulan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kullanılan kredi kartlarının manyetik alan bilgileri taklit edilerek üretilen sahte kartlar olduğu, slip bölmesi yapılarak kartların denendiğini ve provizyon alındığını, sistemin kart için provizyon vermesinin kullanılan karta geçerlilik kazandırmayacağı, davacının p.o.s. cihazından çıkan slip üzerindeki kart numarası ile cihazdan geçirilen kredi kartı üzerindeki kabartma numaralarının aynı olup olmadığını, kontrolü ve kart arkasındaki imza ile slipe atılan imzanın benzerliğini denetlemesi ve kimlik kontrolü yapması gerekirken sahte kartlarla işlem yaptığı, yapılan işlem tutarının yurt dışı bankalara davalıdan iadesinin istenilmesi nedeniyle davalının takas-mahsup işleminin yerinde olduğu dolandırıcılığın öğrenilmesinden itibaren 180 gün süreyle üye işyeri hesabına geçen parasının bloke edilebileceği, yurtdışı bankaya iade işleminin yapılıp yapılmadığının işlem tarafları ile ilgili olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

(5464 S. K. m. 17, 21)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 8. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 27.01.2004 tarih ve 2003/19-2004/61 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 12.04.2005 günde davacı avukatı F. Türkçigil ile davalı avukatı E. Özdemir gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Y. Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı bankanın üye işyeri olarak müşterilerden kredi kartı kabul ederek satış yapan müvekkilinin yaptığı (50.000.000.000) TL.lik satışın o günün <gün sonu raporu>nu davalı bankaya teslim ettiğini, davalının da banka komisyonunu düşerek müvekkilinin hesabına geçirdiği (49.000.000.000) TL.yi zararın takas mahsubundan bahisle aynı gün müvekkilinin rızası dışında tahsil ettiğini oysa davalının zararı uğratılmadığını ve müvekkilinin borcunun bulunmadığını, mahsup işleminin haksız olduğunu ileri sürerek, anılan meblağın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının 23.09.2002'de (9) kredi kartı ile (14) işlemde (50) milyar liralık satış yaptığını, sözleşmeye aykırı davalı aynı harcama için birden fazla satış belgesi düzenlendiğini, aynı karttan türemiş sliplerdeki imzaların farklı olduğunu, farklı kartlardaki imzaların aynı olduğunu, yurtdışı bankalarla yapılan yazışmalarla kredi kartlarının sahte olduğunun saptandığını, sözleşmenin Vl/7. maddesi uyarınca müvekkilinin rehin ve hapis hakkının bulunduğunu, bunun için muacceliyetin şart olmadığını savunmuştur.

Mahkemece, sunulan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kullanılan kredi kartlarının manyetik alan bilgileri taklit edilerek üretilen sahte kartlar olduğu, slip bölmesi yapılarak kartların (60) kez denendiğini ve (14) işleme provizyon alındığını, sistemin kart için provizyon vermesinin kullanılan karta geçerlilik kazandırmayacağı, davacının p.o.s. cihazından çıkan slip üzerindeki kart numarası ile cihazdan geçirilen kredi kartı üzerindeki kabartma numaralarının aynı olup olmadığını, kontrolü ve kart arkasındaki imza ile slipe atılan imzanın benzerliğini denetlemesi ve kimlik kontrolü yapması gerekirken sahte kartlarla işlem yaptığı, yapılan işlem tutarının yurt dışı bankalara davalıdan iadesinin istenilmesi nedeniyle davalının takas-mahsup işleminin yerinde olduğu dolandırıcılığın öğrenilmesinden itibaren 180 gün süreyle üye işyeri hesabına geçen parasının bloke edilebileceği, yurtdışı bankaya iade işleminin yapılıp yapılmadığının işlem tarafları ile ilgili olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir edilen 400.00 YTL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.10 YTL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14.04.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları