Mesajı Okuyun
Old 29-11-2009, 14:14   #4
av.ozkok

 
Varsayılan

Sayın Av.Armağan Konyalı'ya aşağıda belirttiğim hususta katılmam mümkün görünmüyor...İster idarenin bir kamu görevlisinin hizmet kusuru bulunsun ister kamu görevlisinin kişisel kusuru bulunsun,kamu hukuku alanına giren işlem ve eylemlerden dolayı idare aleyhine BK.MD.55 kapsamında istihdam eden sıfatıyla adli yargıda dava açılamaz..Kamu görevlisinin kişisel kusurundan dolayı BK.MD.55 idare aleyhine uygulanamaz...Kişisel kusur mevcut ise kamu görevlisi bu kusurundan BK.MD.41 gereğince şahsen ve tek başına sorumludur...Burada ölçüt kusurun kimde olduğundan ziyade kusurlu davranışın kamu görevlisinin hizmetinden ayrılıp ayrılmadığı hususudur...Zira idari faaliyet ve hizmetlerin bizzat kamu görevlileri eliyle yani şahıslar eliyle yürütüldüğü tabidir...Dolayısıyla kusurlu davranış da elbette kamu görevlisinin şahsında gerçekleşmektedir...Ancak 657 Sayılı yasa ile benimsenen "kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil,ilgili kurum aleyhine dava açarlar.Kurumun genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkı saklıdır" hükmü uyarınca idare BK.MD.55 anlamında kabul edildiği şekliyle kamusal faaliyetlerde istihdam eden sıfatına haiz değildir...Elbette idarenin özel hukuk tüzel kişisi sıfatıyla hareket ettiği durumlar bundan müstesnadır...Ancak bu halde BK.MD.55 gündeme gelebilir...Burada ölçüt de kamusal faaliyet ya da özel hukuk faaliyeti olup olmadığı noktasındadır,kişisel kusur hizmet kusuru ayrımı noktasında değil...Kişisel kusur ise kamusal faaliyet sırasında da mevcut olabilir idarenin özel hukuka tabi faaliyetleri sırasında da...

Olaya bakıldığında kamusal faaliyet ve görev sebebiyle olduğu anlaşılıyor...Bu anlamda hem kamu çalışanı hem de adam çalıştıranın sorumluluğuna dayanılarak idare aleyhine adli yargıda dava açılması yanlış sonuçlara götürür diye düşünüyorum...Kamu göreviyle sınırlı olmayan bir kişisel kusur mevcutsa adli yargıda BK.MD.41 e göre kamu görevlisine ve fakat tek başına dava açılmalı, kamu görevi sebebiyle hizmete dayalı kişisel kusur(hizmet kusuru) mevcutsa idare aleyhine idari yargıda dava açılmalı diye düşünüyorum...

İki ayrı dava açılması noktasında da sorumluluğun tespiti önem arz eder ancak bu sorumluluğun kaynağının irdelenmesi gerekir diye düşünüyorum...Kamu görevlisinin görevle bağlantılı olmayan kişisel kusurundan kaynaklanan bir eylemi sebebiyle kamu görevlisine karşı adli yargıda BK.MD.41 e göre dava açılırken, kamu görevlisi üzerindeki denetim ve gözetim vb. idari görevlerin yerine getirilmemesi ya da eksik getirilmesi sebebiyle idare aleyhine idari yargıda da dava açılabilir diye düşünüyorum...Burada olay tek gibi görünse de sorumluluğun kaynakları farklı olabileceğinden bir koyundan iki post çıkmaz düşüncesini de yerinde bulmuyorum...Ancak istenebilecek tazminat ve sorumluluğun kaynaklarını iyi belirlemek gerektiği de aşikardır...Tabiki somut olayı yeterince bilmediğimiz için bunun takdiri ve izlenilecek yol da size kalıyor...
İyi çalışmalar...