Mesajı Okuyun
Old 23-11-2009, 14:00   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

BK. 53. maddesine göre hukuk hakimii, ceza hakiminin mahkumiyetmiyet kararına götüren olaylarla bağlıdır. Hukuk Hakimii artık olayların başka şekilde gerçekleştiğini benimseyemez.
Borçlar Kanunu'nun 53 ncü maddesi hükmüne göre hukuk hakimi kusurun varlığına karar verebilmek için ceza hukukunun mesuliyete dair hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, kusurun taktiri ve zararın miktarını tayin gibi hususlarda da ceza mahkemesi kararı ile bağlı değilse de, olgularda ve ortaya konulan delillerde farklılık olmaksızın aynı kazada farklı kusur oranlarına ulaşılması adalete olan güveni sarsabilecektir.
Bu ilkelere göre aynı maddi vakıalardan hareketle farklı kusur oranlarına ulaşılmasının önlenmesi amacıyla ve kaldı ki somut olayda ceza davasında kabul edilen kusur oranının farklılık arzetmesi nedeniyle çelişkinin giderilmesi gerekirdi.Bu durumda raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için mahkemece yeniden seçilecek üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan rapor alınması gerekir idi. Ceza mahkemesinde haksız fiil,öğelerinden eylem, illiyet bağı, hukuka aykırılık yönleri saptanmış ve bu hususlar kesinleşmiştir. Bu üç öğe bakımından ceza mahkemesi mahkumiyet t kararının hukuk hakimini bağlayacağı açıktır. Ceza mahkemesinde kusuru belirleyen maddi olgu açıklanarak belirleme buna göre yapılmıştır. Bu durumda ceza mahkemesinde tespit edilen maddi olgular esas alınarak, kusur oranı seçilecek üç kişilik uzman bilirkişi vasıtasıyla yeniden belirlenerek ve raporlar arasındaki çelişki giderilerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirdi. Bu yönleri ile karar temyiz edildiğinde bozulacağı kanısındayım.
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/6250
Karar: 2001/7213
Karar Tarihi: 28.09.2001
ÖZET: Otobüs sürücüsünün mahkum edilmiş ve mahkumiyet hükmünün kesinleşip infaz edilmiş olması karşısında ceza hakiminin kararı, davalı otobüs malikinin sorumluluğu bakımından hukuk hakimini bağlayıcı olduğunun kabulü gerekir.
(2918 S. K. m. 86) (765 S. K. m. 455) (818 S. K. m. 53)
Dava: G
ülcan Aksoy ile Müzeyyen Emek-Pamukkale Seyahat Ltd. Şti. vd. arasındaki davadan dolayı Gebze Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 24.10.2000 gün ve 2000/199-683 sayılı kararı bozan Daire'nin 5.4.2001 gün ve 2001/652-2799 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, müvekkilesinin, davalılardan mülkiyeti Müzeyyen Emek'e ait olup Pamukkale Seyahat Ltd. Şti.nin işleticisi bulunduğu otobüste yolcu olarak seyahat etmekte iken, bu otobüse davalılardan Nuri Akbulut'un maliki bulunduğu otobüsün arka taraftan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu ağır derecede yaralandığını, üniversite öğrencisi olan davacının bu nedenle öğrenimden geri kaldığını, bu kaza nedeni ile büyük maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.500.000.000 lira manevi ve 700.000.000 lira maddi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketlerinden poliçeleri ile bağlı kalınarak) müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Müzeyyen Emek vekili, olayda müvekkilesinin maliki bulunduğu otobüs şoförünün ceza mahkemesinde 1/8 oranında kusurlu görülmesine rağmen hukuk mahkemesinde kusursuz olduğunun belirlendiğini, Hukuk Mahkemesinin Ceza Mahkemesinde gösterilen kusur oranı ile bağlı olmadığını, bu nedenle müvekkilesinin sorumlu olmayacağını savunup davanın reddini istemiştir.
Davalı Pamukkale (Paşam Pamukkale Taş. Tur. San. A.Ş.) vekili, müvekkili şirketin işleticisi bulunduğu, Müzeyyen Emek'e ait otobüs sürücüsünün olayda kusursuz olduğunu, istenilen tazminatın fahiş bulunduğunu savunup, davanın reddini istemiştir.
Davalı Başak Sigorta vekili ve Assıtalıa Sig. Şti. vekili davanın reddini istemişlerdir.
Davalı Nuri Akbulut vekili, kusur ve tazminat miktarına itiraz edip davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, temyiz üzerine Dairemizce bozulmuş, bozmaya uyan yerel mahkeme davacı ve davalıların kusur durumlarının belirlenmesi için dosyayı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na göndermiş, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi, düzenlediği 25.8.2000 tarihli raporunda, davacı Gülcan Aksoy'un kusursuz, 20 G 011 plakalı otobüs sürücüsü Ali Rıza Aydoğdu'nun kusursuz diğer otobüs sürücüsü Nazım Şarlı'nın %100 kusurlu olduğunu belirtmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından istenilen tazminatın davalılar Müzeyyen ve Nuri'den müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalılar Müzeyyen Emek ve Nuri Akbulut vekilleri temyiz etmişlerdir.
Dairemiz, davalı Nuri Akbulut vekilinin temyiz itirazlarının reddine, Müzeyyen Emek'in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yönünden bozulmasına karar vermiştir.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yerel mahkemenin, maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile 8.982.684.315 liranın davalılar Müzeyyen ve Nuri'den müteselsilen tahsiline ilişkin kararının, davalı Müzeyyen vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemiz'ce yapılan temyiz incelemesi sonucu karar bu davalı yönünden bozulmuş olup, davacı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması nedeniyle Dairemiz'ce yeniden yapılan inceleme sonucu:
Dairemiz bozma kararında, ilk bozmadan sonra bozmaya uyan mahkemece yapılan inceleme ve 25.8.2000 tarihli adli Tıp Kurumu Trafik ihtisas Dairesi'nce verilen raporda, davalı Müzeyyen'e ait otobüs sürücüsü Ali Rıza Aydoğdu'nun tamamen kusursuz olduğu mütalaa edilmekle davalı işletenin 2918 sayılı KTK.nun 86 ncı maddesi gereğince kendisinin ve eyleminden sorumlu olduğu kişilerin kusursuzluğunu kanıtladığına ve Adli Tıp Kurumu raporunda belirtilen kusur oranı aksine bir delil getirilemediğine göre davalı Müzeyyen Emek yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği belirtilerek hükmün bozulduğu görülmüştür.
Trafik kazasının ölüm ve yaralanma ile sonuçlanması üzerine açılan kamu davasının yargılaması sonucu davalı Müzeyyen'e ait otobüs sürücüsü Ali Rıza Aydoğdu'nun 1/8 oranında bulunan kusuru nedeniyle TCK. 455/2 ve son maddesi uyarınca neticeden 9 ay hapis ve 105.000 lira para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın Yargıtay 2. Ceza Dairesi'nin 03.12.1997 tarih 1997/14067-16426 E-K. sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kural olarak, BK. 53.ncü maddesine göre, hukuk hakimi kusur olup olmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin konusunda da ceza mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de, her mahkumiyet kararı o fiilin hukuka aykırılığını tespit etmesi bakamından hukuk hakimini bağlayıcı niteliktedir. Olayda, otobüs sürücüsü A.Rıza Aydoğdu'nun mahkum edilmiş ve mahkumiyet hükmünün kesinleşip infaz edilmiş olması karşısında ceza hakiminin kararı, davalı otobüs maliki Müzeyyen Emek'in sorumluluğu bakımından hukuk hakimini bağlayıcıdır. Hal böyle olunca, davalı Müzeyyen Emek hakkında açılan sorumluluk davasının kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının yerinde olduğu, bu nedenle de Dairemiz'in 05.04.2001 tarih ve 2001/652 E. 2001/2799 K. sayılı kararının, Müzeyyen Emek hakkında yerel mahkemece verilen, davanın kabulüne ilişkin hükmün bozulmasına ilişkin (2) nolu bentteki bozma hükmünün kaldırılması, yerel mahkemenin Müzeyyen Emek hakkındaki davanın kabulüne ilişkin hükmünün onanması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Dairemiz'in 5.4.2001 tarih ve 2001/652 E, 2001/2799 K. sayılı ilamının (2) nolu bendinde belirtilen bozma hükmünün kaldırılmasına, yerel mahkemenin Müzeyyen Emek hakkındaki davanın kabulüne ilişkin hükmünün ONANMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 28.09.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

HUMK.nun 432/6. maddesine göre vekalet ücreti i yargılama giderlerindendir. Davada haksız çıkann taraftan diğer yargılama giderleri gibi vekalet ücretinin vde tahsil edilerek karşı tarafa verilmesi gerekir. Kabule göre karşı taraf lehine vekalet ücreti takdirinde isabetsizlik bulunmadığı kanısındayım. İyi çalışmalar