Mesajı Okuyun
Old 08-10-2006, 22:35   #39
Gemici

 
Varsayılan

Herşeyden önce konunun başlığını değiştirmemiz gerekir; Olayımızda çalınma konusu olan bir rüya değil, yazılı bir kalıba sokulmuş bir fikir. Sahibinin bu fikri nasıl edindiği, fikir yazılı bir kalıba düküldükten sonra(Sayın Admin’inde haklı olarak belirttiği gibi), geri plana itilmiştir, önemli değildir.

Bir fikri, fikir eseri yapan dört unsur vardır:

* Belirli bir kişiye mal edilen , o kişiye ait olan bir fikir.

* Bu fikrin o kişinin zihinsel yaratıcılığının bir ürünü olması. Herhangi bir yerden alınmamış olması.

* Bu fikrin belirli bir şekle, belirli bir forma sokularak eser olarak ortaya çıkarılması. Ortaya çıkarılan eserin, sahibinin fikri yaratıcılığını, onun şahsi yaratıcılığını ortaya koyması gerekir. Bir kalıba, bir şekle sokulmadan beyan edilen fikir eser olma özelliğini kazanmamıştır. Dışarıya vurulmamış olan bir fikir, bir düşünce fikir eseri olarak korunma özelliğini kazanmamıştır daha. Önemli olan fikrin bir kalıba sokulmuş olmasıdır. Bu kalıp muhakka yazılı olur diye bir koşul aramıyor Alman Hukuku örneğin. Bir konuşmanın fikir eseri olarak korunması için bu konuşmanın yazılı bir kalıba sokulmuş olması şart değildir Alman Hukuku'na göre.

* Kendine has yaratıcı özellik(Yazdıktan sonra gördüm: Sayın Doğanel bunu Öztürkçe ve düşünceme göre daha uygun olarak 'Özgün Fikir' diye tanımlamış): Bir fikir eserinin fikir eseri olarak korunup korunamıyacağının en önemli kıstası o eserin kendine has yaratıcı bir özelliğinin olması. Bu kıstas, fikir eserini sıradan fikir ve eserlerden ayıran, fikir eserinin firkir eseri olmasını sağlıyan özelliktir.

Kaynağının rüya mı, vahiy mi yoksa başka bir kaynak mı olduğuna bakmadan, olayımızdaki hikayenin sözünü ettiğim koşulları yerine getirdiğini, bu yüzden de, bir ‘FİKİR ESERİ’ olduğu düşüncesindeyim.

Saygılarımla