18-11-2009, 10:15
|
#4
|
|
Sayın Av. Türk belirttiği linktede aynı konu var. Şu hususta biraz takıldım doğrusu:
'' Cenin tam ve sağ doğmak şartı ile ana rahmine düştüğü andan itibaren hak ehliyeti kazanır '' hükmünün neye dayanarak Ceza Kanunu'na uygulanmayacağını söylüyorsunuz. Bu düzenleme kişilik kazanılmasını geciktirici şarta bağlamış.
Esas konuya gelince evet bu husus tartışmalı. Cenine karşı kasten insan öldürme suçu işlenemez. Bu suç sadece insana karşı işlenebilir. Yapılan eylem suçç unsuru taşımadığı için eylemi gerçekleştiren ceza alamaz.
Yaralama suçuna gelince, örnek olay üzerinden gidersek daha açıklayıcı olur. Gebe bir kadına karşı işlenen yaralama eyleminde kadının karın bölgesinin hedef alınması ve yaralama fiillini gerçekleştiren kişinin bu eyleminde sebat göstermesi sonucu cenin düşmemiş lakin doğumunda şüphhelinin bu eylemi dolayısı ile sakat doğmuş olsun. Burada sakat doğan çocuğun şikayet hakkı olmadığı savunulabilinir mi?
Bence Medeni Kanun'un düzenlmesinin Ceza Kanunu kapsamında kalan yaralama olayları için uygulanmaması için bir gerekçe yok. Kişilik ne zaman kazanılır onu düzenlemiş. Cenin sağ ve tam doğduğuna göre anne rahmine düştüğü andan itibaren kişilik kazanmıştır. Ben böyle düşünüyorum, bunu savunuyorum.
Medeni Kanun kapsamında haksız fiil işlenmiştir, tazminat davası açılabilir diyebiliyorsak, Ceza Kanunu kapsamında da suçta işlenebilir, diye düşünüyorum.
|