Mesajı Okuyun
Old 18-11-2009, 00:43   #5
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şenel DELİGÖZ
En basit anlamıyla yenileme (tecdit); Yeni bir borcun ihdası suretiyle eski bir borcun ıskatıdır. Alacaklının kendisine yapılması lazım gelen bir eda yerine borçluya karşı yeni bir alacak elde etmesi; borçlunun da edayı yerine getirmeksizin alacaklıya karşı yeni bir borç taahhüt etmek suretiyle borcundan kurtulmasıdır. Alacağın eskisi yerine kaim olmasıdır. BK'nın 114/II. maddesinde (İBK 116/II) yer alan karineye göre, bir tecdit iddiasında olan kimse tarafların bu husustaki anlaşmasını (animus novandi=Tecdit kastı) ispat ile mükelleftir. Kural olarak açık bir anlaşma olmaksızın salt yeni bir senet düzenlenmesi tecdit anlamına gelmemektedir. Ancak, alacaklının eski senedi iadesi veya iade iradesini ortaya koyması veyahut da eski borç için ödeme makbuzu düzenlemesi, zımni tecdidi gösterir.
Somut olayda alacaklının kendine çek ile yapılması gereken ödeme yerine borçlunun alacağını temlik almasının zımni tecdid anlamına geldiği kanısındayım. Temlik sözleşmesinde de çekten söz edilmiş ise bunda kuşkuya yer yoktur diye düşünüyorum. Bu durumda borca itiraz hakkınız olduğu düşüncesindeyim. Kolay gelsin

Sayın Deligöz,
Alacağın Temliki bir borçlandırıcı işlem değil; bir tasarrufî işlemdir. Bu anlamda, alacağını borcuna karşılık temlik eden ile temlik arasında yeni bir borçlandırıcı işlem yapılmış olmaz.
"Bir tanımlama yapmak gerekirse; alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında, borçlunun nzasına ihtiyaç olmaksızın yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarrufişlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir akitir." (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2008/192 E. 2008/1692 K. 14/02/2008 T.)

Sayın Demir,
Müvekkiliniz alacağıını temlik etmekle, borcu ödemiş olur. Bu durumda ifa yerine edim sözkonusu olur. Böylece müvekkiliniz borcundan kurtulmuş olur. Yani takibe itirazın mümkün olduğunu düşünüyorum. Saygılar.